Özgür Kelebek
schmied_1990@hotmail.com
Yazarın diğer köşe yazıları ...

Bütüteç:    

TOPLUMSAL BİLEŞKE

Toplumumuzda yapılan ön yargıları birer insanlık suçu sayıyorum.Kimse, karşısındaki bireyi hayata karşı olan yönleri uğruna, görmemezlikten gelemez.Yıllardır eşcinselim diyememenin acısını yaşıyorum.Aman ne düşünürler,aman ailem duyarsa biterim,aman işime son verilir(vb).Bu tarz düşünülen korkularımızın, en başı toplumsal dediğimiz kavrama dayanıyor.1800’lü yıllardan beri kullanılan lezbiyen sözcüğü,şuan çağımızda bir çok argo kelimeyi içeren tabirlerle dillerde dolaşmakta.Oysa bunun içerisinde var olmak,bunun içerisinde bu tarz topluma inat yaşamak, her şeyden daha zor.Başta ele alacağımız toplumsal bileşke;çekirdek ailemiz olan ebeveynlerimiz.Aranızda ailenize açılan bir çok kişi vardır,biliyorum.Benim gibi ailesinden saklı yaşayanlarda mevcuttur doğal olarak.Aileye açılmak bana cesaret işi gibi geliyor.Gözü karalılık gibi.Bir kerede en derin kayıplarını yaşıyorsun sonra bitiyor.Ama bu sürecin ayrı boyuttu da var.Neden benim kızım eşcinsel.Neden bu topluma haykırı,bu toplumun kurallarına haykırı.Falanca akrabalar duysa ne der.Kaldırılamayan bir suç misali, bir anda üzerimize yükleniyor.Peki hiç şu boyutunu düşünen var mı,içlerinde ben Türkiye’de hiç tanık olmadım da.Benim kızım neden, yerine bunu ne zamandır hissediyor.Hayatını bize belli etmeden önce ne zorluklar içerisinde devam ettirmiş.Hayır bence çok nadirdir bu tarz düşünen bir anne bir baba.Sonrası mı işin sonrası belli, uzun bir sessizlik,laf sokmalar bazı kısıtlamalar vs…Birde benim hayatımda olan gizlilik rolü.Benim ailem beni bilmiyor.Bense o söyleme cesaretini kendimde bulamıyorum.Bulup daha çok yargılanmaya düşüp, sinir olmak istemiyorum.Çünkü en derin acıları gene kendi içimizde bastırılmış şekilde yaşıyoruz.Oysa ne hayallerim var.Keşke bu şekil olmaza içimizdeki kopan mutlulukları direk paylaşsak.O aşık olduğumuz zamanları bilirsiniz.Ayakları yere basmaz insanın her ne olursa olsun mutludur.Ama eve girdi mi belli edemez kaçar.Saklanır en kuyu bir odaya sesi duyulmasın diye terler konuşurken.Ah diyebilsem ben şu kızı seviyorum anne=)diye.

Ne yazık ki bunu diyebilecek tek yer sanırım şu an yazdığım satırda saklı kalacak.

Birde bu işin dışarıdaki, yaşamsal bireyleri içeren kısmı var. Diğer seni bilmeyen kişiler. İş arkadaşların, okul arkadaşların, ailevi tanıdıklar vs…

Bir toplumun içine girdiğinde bir bayan olarak ilk sorulan soru;erkek arkadaşın var mı=)

Hadi diyebilinse direk;benim bayan arkadaşım var diye…O an sıkılacak en iyi yalan yeni ayrıldık. Yok, düşünmüyorum. Yada evet var ama ismi direk erkek isme çevirme gibi eziyetler. Neden diğer ülkelerdeki gibi bu bize özgür kılınmıyor. Bazen o kadar yalnız hissediyorum ki kendimi çalışırken._Çeyiz takımını ne aldın._Düğün ne zaman._Ne zaman evleniyorsun. Ayyyy birden işi gücü bırakıp dışarı çıkıp sigara içiyorum.İçimde hararetler kopuyor.Beni anlamayan bir yığın insan ama ne tuhaf ki her yerdeler.Denize düşümüşüm sarılacak hiçbir şeyim yok gibi.

Bazen boğuluyorum birine nedensiz açılmak istiyorum.Beni bilen kişilerin çoğalmasını istiyorum.En zevk aldığım şey bazen,yeni sıradan birine kendimi anlatmak.Neden mi direk aa hiç benzemiyorsun sen eşcinselle.Ya bu eşcinselliğin görüntüsü mü var=)Bak ben bilmiyordum varda bizler neden ayrı ayrı gözlere ayrı ayrı kaşlara.kulağa.boya… sahibimiz.

Bunlar eşcinselliği ne sanıyorlar kardeşim biri bana söylesin.Varda ben bilmiyorsam öğrenmiş olmak güzel olurdu.

Geçenlerde Özbekistanlı bir arkadaşla konuşuyorum.Zamanın da bu arkadaşın en yakın dosttu seneler sonra eşcinsel olduğunu itiraf etmiş kendisine.Zamanlarını ayrı geçirmiyorlarmış hiç.Aralarında bir özel ilişki olmuş vs. Bana dedi ki;ben eşcinselliğin her kadında olabileceğine inanıyorum, o yüzden kendimi bu yönde denedim ve gördüm ki zevk almıyorum o ruhu yaşamıyorum.Anlatabildim mi ince detayı bilmiyorum ama.Bunu Türkiye de kaç kişi denemiştir.Yada deneyip de içinde bastırıp susmaya mahkûm kalmıştır.Bizim toplumsal baskımız, kaç kişinin yaşama tarzına sahip çıkmamasına hak kazanıyordur merak

ediyorum.Ama alıştık merdiven altı yaşamaya.Bizleri kimse görmesin diye saklanmaya.Bizi bilmeyen insanların içinde sessiz kalmaya.Kalabalıklar içinde içten içe haykırmaya.

Yıllarını verdiğin ömrünü harcadığın gecelerini,gündüzlerini.Emeğinin sonuna kadar yorgunluktan bitap düşen.Hesapsız,hudutsuz,şartsız gözünü kırpmadan sunduğun koskoca yıllarını bir kalemde silinip atılıyor ve sen sadece seyirci kalıyorsun.Boğazında kocaman bir yumruk tıkalı halde.İçinde kabaran tüm o hezeyanları,öfkeleri,hırsları,yutmak zorunda kalıyorsun.Toplum bunların kaçının farkında acaba.Toplumun içinde iki medeniyet gibiyiz.

Beyazlar.griler ve tonları.Her birinin ayrı bir yaşantı öyküsü.Ama tek doğru olan kurallar.Uyunan kuralsızlıklar=)Sanmayın bu böyle gidecek elbet bir gün bizlerinde sesi yükselecek.Yeter ki biraz artık anlaşılmaya çalışalım.Korkularımızdan arınalım.Bende dahil,her birimiz yarından sonra tek yürek savaşa hazır mıyız?

Dilediğimizce yaşamak, özgürce olmak umudu ile…

Dip Not=Boris Vian der ki;

Ne kadar yürürsen yürü; arkanda bıraktığın yol kadar güçlü ve henüz yürümediğin yol kadar zayıfsın.

Özgür KELEBEK



Tarih: 19.09.2012

Okunma: 2983
Paylaş Face
Paylaş facebook
Blog
Paylaş Blogger
Frien
Paylaş Friendfeed
Mysp
Paylaş Myspace
Twit
Paylaş twitter


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısının tüm hakları lezce.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, alıntılanan sayfaya aktif link verilerek kullanılabilir.



Not: Bu sayfalarda yer alan Köşe yazıları ve okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan lezce.com sorumlu tutulamaz.

  Bu yazıya ait yorumlar

  Yorumlayan: ysrf
Sakın açıklama ailene. İnan olacakların, yaşayacağın zorlukların onda birini bile düşünmemişsindir. Zor. Çok zor.

  Yorumlayan: son_ask
Merhaba özgür kelebek. çok güzel bir konuya değinmiş siniz yüreğinize sağlık. ben kendi düşüncelerimi aktarmak istiyorum bu konuya ilişkin. bu konuda anlayışlı ailelerin olduğunu da biliyorum yakın çevremden ama çoğunluğuda ümitsiz benim gibi.. ben ve benim gibiler kendi hayatlarımızdan vazgeçip, VAZGEÇEMEDİKLERİMİZE feda ettik kendimizi.. bu konuda bir savaşım olamaz benim çünkü; buna küçücük bir imkan bile yok hayatımda. Olabilmesini o kadar çok isterdim ki, ama bazen istemek ve istemenin peşinden gitmek yetmiyo sizinde bildiğiniz gibi..
Ama küçücük bile bir şansı, umudu olan varsa bu konuda lütfen CESARETİNİZİ TOPLAYIN VE YASAKLARINIZIN ÜZERİNE yürümeyin KOŞUN.. SAYGILAR VE TEŞEKKÜRLER.

  Yorumlayan: hatirla_s
toplumda yasadıgımız zorluklara, nokta atıslarla dogru tespitler yapmıssın. tebrikler genc dostum ..Yasından beklenmeyecek bi derin bakıs acısına sahipsin . (yasandıkca olusan bakıs açısı )
hepimizin aynı olmakla birlikte, farklı yogunluklarla yasadıgımız ortak sorunlarımızı bazen unutsak ta var oldugu gercegi zaman zaman hatırlatılıyo maalesef(bazen bir söz ,bazen bir bakıs bazende yanımızda yapılan espriler)
En kötüsüde senin de cok güzel ifade ettigin gibi asık oldugunu ,birini deliler gibi sevdigini evde ifade edememek ,bu sevincini tek basına odanda yasamak veya belli etmemek için ugrasmak ...
Bu derin bakıs acın ve yazma azminle ilerde cok daha iyi yazılar yazacagın inancımla basarılar diliyorum, devam diyorum cekirge :)))

  Yorumlayan: elgiva
Seni o kadar iyi anlıyorum ki o kadar aynı şeyleri yaşıyoruz ki tutamadım kendimi ağladım=( Ailemden gizliyim bende arkadaşlarımdan,akrabalarımdan tüm çevremden.Annem bütün gün çeyiz hazırlıyor bendeki çeyizle 3 kız evlenir rahat yemin ediyorum =)annişkm hayaller kuruyor bir tanecik kızı için bir gün gelecek yakışıklı prens onu beyaz atına bindirip mutlu edecek diye ama bilmiyor kızı prens değil bir prenses bekliyor =)o çeyizleri yine kendi evinde ama yanında sevdiği kadınla beraber olacakları evde kullanmak istiyor =(En çok istediğim şeyde anne olmak sevdiğim kadınla evlenmek şu kadından alınan kök hücre ile sperm üretme bi uygulansa ben eşimi bulsam ve çocuk yapsak falan ahh hayaller hayaller =)Annem ve tüm ailem önceleri eşcinselliğe daha sert bakıyorlardı ben onlarla konuşmaya çalıştım ve hala anlatıyorum bunun bir tercih olmdığını nasıl mavi gözlü sarışın esmer doğuluyorsa eşcinsel doğulduğunu anlatıyorum onlara arada konusu açıldığı zamanlar şimdi daha ılımlılar en azından saygı duyuyorlar ama bir yandan da tahtaya vuruyorlar iyiki bizim çocuklarımız değil diye :(nereden biliyorsunuz dimi =)işte bende böyle bir çevrede doğdum sıkıntılarla depresyonlarla geçirdim çocukluğumu ergenliğimi ölmeyi bile düşündüm o anlarda acaba söylesem anneme bakın ya kabul edin beni yada ben dayanamıyorum bu baskılara deseyydim öl o zaman dermiydi bana bir anne yada baba çocuğunun ölmesini isteyebilirmi böyle bir şey için işte kestiremiyorum ailem bana çok düşkün tek kızlarıyım babam beni meleğim diye sever annem peri gibi benim kızım der eşcinsel olduğum öğrenildiğinde ise böyle kalacak mı herşey bilmiyorum çok korkuyorum beni eskisi gibi sevmezler eskisi gibi güvenmezler diye ve çevremizde çok tanınan insanlar oldukları için düşmalarıda bol olduğu için onların ekmeğine yağ bal olacağı için susuyorum belki saçma gelecek yanlış gelecek ama böyle olmak zorunda ben kendimden geçtim artık benim için çok fazla şeye göğüs gerdiler ve bu yükü belkide ölene kadar taşıyacağım saklı kalacağım umarım bir gün bizim gibi gizli yaşamak zorunda kalan açılmaya cesaret edemiyen herkes bu baskıdan kurtulur umarım herkes mutlu olur yazın çok iyi geli içimi dökme fırsatı verdin bana bunun için ayrıca teşekkür ederim hayatta kolaylıklar ve mutluluklar dilyorum =)

  Yorumlayan: Fedya
Özgür kelebek kalemine, kalbine saglık. Bu büyük bir cogunlugun sıkıntısı. Bence biraz cesaret, hersey ilk kelimeler ağzından dökülmeye başladıktan sonra bitiyor. Tüm kızgınlıklar öfkeler kısa bir sürede geçiyor. İnsanlar size yavaş yavaş alışıyor. Ornegin ben en büyük sıkıntıyı kızıma söylerken yasadım. Sorunda yasadim sayilmaz.Şimdi kuşlar gibi hafifim. İşyerim öğrenecekmiş, iş arkadaşlarım öğrenecekmiş, hiç umurumda değil. Kızım bildikten sonra tüm dünya öğrensin kime ne?

  Yorumlayan: Pessimist
bazen duymazdan geliniyorsunuz, bazen de duyduklarına inanmak istemiyor karşınızdakiler.. fakat şanslı olanlarınızdanım sanıyorum.. çünkü bunlarla sınırlı kaldı kendimi ifade etme çabam.. gürültü patırtısız, sorunsuz.. biraz daha olsun rahat ve özgür hissettiren bir şey bu ve aynı zamanda da açıldıkça sayının artmasını istediğiniz bir şey.. ama fazlası değil, şuanki bakış açısına sahip bir ülkede tam bağımsızlığın mümkün olabileceğine inanmayanlardanım.. sizi bilseler bile anlayamama gibi bir durum söz konusu..

eline sağlık..

  Yorumlayan: eos
yazını içtenlikle okudum ama belirtilmesi gereken bir şey olduğunu düşünüyorum; lezbiyen sözcüğü M.Ö. 7 yüzyıldan beri kullanılıyor. Antik Yunan`da sappho isimli kadın şairi niteliyor. Hatta Lesbos adasının adı oradan gelmektedir lezbiyen anlamında, Sappho`nun yaşadığı ada.. Yani durum daha içler acısı;)

  Yorumlayan: Teqila
Sevgili Özgür KELEBEK;
Kral Midas ‘ın efsanevi hikayesini bilmeyen yoktur sanırım. İşte tıpkı o hikayedeki gibi bazen bizlerde kör bir kuyunun başına gidip içimizdekileri haykırmak ve bağırmak isteriz. Toplum baskısı, aile ve sosyal statüler kendimizi ifade etmemizi sınırlamakla beraber yüreğimizden taşanları en yakınlarımıza bile anlatamamak, yaşamsal özgürlüğümüzün elimizden alınmasına seyirci kalmaktan başka bir işe yaramıyor maalesef. Bir noktada cesur olup anlatmak ama hangi nokta, hangi doğru zaman, ya da bu doğru zaman hiçbir zaman olmayacak endişesi taşımak çok yıpratıcı. Zira bu nokta da Devran_Devran ‘a katılmamak mümkün değil. Herşeyin o kadar cıvığını çıkarıyoruz ki toplumun önyargılarını nasıl kırabiliriz bu cıvıklıklarla? Birileri çıkıp silkelemeli bizleri. Sen yazacaksın, öbürü, beriki yazacak, birileri çıkıp doğruları yanlışları durmaksızın anlatacak ki, bir şekilde toparlansın camiamız.

Konuyu o kadar güzel yerinden yakalamışsın ki öncelikle bunun için kutluyorum seni. Ortaya koyuş şeklin, seçtiğin kelimeler, bakış açın işte bu dedirtti bana. Bu kadar genç olup da hayata bu kadar sağlam bakabilmek, bunu bu kadar güzel ortaya koyabilmek herkesin harcı değil. Kalemin daim olsun genç arkadaşım, sevgiler…

  Yorumlayan: Devran_Devran
Güzel bir makale, teşekkürler Özgür Kelebek. Özgür olabilsek hepimiz diyorum isminizi okurken,...(Birgün de olsa )
Ailelerimiz, hele de annelerimiz, evlenip yuva kurmamızı, çoluk çocuğa karışmamızı arzuluyor doğduğumuz günden itibaren. Çehizler hazırlıyorlar sandıklar dolusu. Kaderler yazıyorlar herbirimize mutlu huzurlu. Sanıyorlarki, öyle olursa mutlu olacağız. Huzuru bulacağız. Bilmiyorlar içimizdeki yangınları, bilmiyorlar onca kalabalığın içindeki yalnızlıklarımızı. Nerden bilsinlerki? Yaşanmadan bilinmeyeceklerden dünyamızı. Haksızlarmı böyle düşünmekle, yapmakla? Hayır, asla,sonuna kadar haklılar.Çünkü;toplumun bildiği doğruları biliyor, dünyamızı bilmiyorlar. Dünyamızı bilmemelerinin sebebi de bizler değilmiyiz? Evet acımasızca olsa da, bizleriz sebebi. Öylesine abuk subuk yaşıyor, birçok şeyin o kadar cıvığını çıkarıyoruz ki, iğrenç olmaktan öteye gitmiyoruz gözlerinde. Bildiğimiz yanlış doğruların bizleri, camiamızı getirdiği nokta maalesef ki bu.
Aileme, yakın çevreme açıkladım ben kendimi. Ailemden aldığım cevap `` Neden bu zamana kadar hiçbirşey söylemedin`` olurken, yakın çevrem, önce kalkıp boynuma sarıldı, sonrasında `` Senin için bu kadar özel bir konuyu paylaşacak kadar yakın bulduğun için, mutluyum`` oldu. Şimdiye kadar kimseden olumsuz bir tepki almadım. Biraz da akıllıca davranmak lazım, bunun kadar hassas bir konuda. Dost, arkadaş, hatta kardeş olabilirsiniz çoğuyla ama, kiminle neyi paylaşacağını bilmek çok önemli.
Özel durumumuzu açıklamaktan ziyade, yaşantımızla, tavırlarımızla, hayata baktığımız pencereyle ben buyum diyebilmeliyiz herşeyden önce.

Hakeden hepimizin, ben buyum diyebileceği, özgür geleceklere, sevgiyle...


[Yorum eklemek için tıklayın]