Üye
(121 Puan)
|
**Aşkın Ayak İzlerine Rastlanmayan O Şehirde Hiç Bu Kadar Sevilmedin...:
Aşkın ayak basmadığı bir şehir
Kucağında teslim etti seni o eylül
Gecesini hiç bilmediği bir iklime...
Önceleri yadırgamadın bu yalnızlık kentini
Kendi şehrinin kaldırımları korkuları
Gürültüsüydü sokaklardaki...
Köşe başında bir sarhoş genç kıza laf atıyordu
Az ilerde rüşvet alıyordu iki polis
On yedilik delikanlı babasına yakalanma korkusuyla
Balkonda gizlice sigara içiyordu.
Apartman altında selpak satıyordu bir çocuk
Karşı evde ışıklar sönüyordu tek tük..
Her şey aynıydı buraya kadar...
Sonra yabancısı olduğun bir sevginin
Kollarında açtın gözünü.
Böyle el değmemiş beklentisiz sevgiler
Kalmamıştı geldiğin yerde.
Bir hayale şiirler yazmıyordu şair
Ve gelmeyecek biri beklenmiyordu
Terkedilmişliğin gece nöbetlerinde...
Bu şehrin aşığı olmalıydın sen
Aşkın nasıl yaşanacağını gösteremediğin durakların
Kelepçesini söküp bileklerinden
Bugüne kadar sürdürdüğün heveslere inat
Gerçek bir aşkta kaybolmalıydın.
Bir gece o şehir kıskandı bu yalnızlık kentinin
Şairliğini o eski zaman aşklarını.
Utanıp şehirliğinden tekrar çağırdı seni
Bıraktığı duvarın önünden.
Ve sen sorgulamadan aldatılmışlığını
Geri döndün o lanet şehre.
Yeni yalan zamanlara teslim ettin
Kimsenin bilmediği o eski zaman kadınlığını..
Belki bu şehri çoktan unuttun.
Hepsini unutsan bir derin sızı kalır geriye
Bu yalnızlık kentinden.
Çünkü aşkın ayak izine rastlanmayan o şehirde
Hiç bu kadar sevilmedin...
|