Üye
(30 Puan)
|
Konuşamadıklarımız:
Beni heyecanlandıran şeyleri ona anlatamadığımda, oturup ağlıyorum...``
Kadın arenanı ortasında, karşısında burnundan soluyan ölüme dikkatli gözlerle bakıyor. Seyirciler meraklı gözlerle arenanın ortasındaki bu kadının ne yapacağını izliyor. Ölüm büyük bir hınçla kadının üzerine koşuyor... Kadın ölüme bakıyor... Cesurca dansediyor ölümün etrafında.
Ölüm bu zarif bedenin yanından gelip geçiyor. Ölümle karşılaşma gittikçe sıklaşıyor derken kadın dalgınlığına yenilip bir an ki boşluğuyla ölümla karşılaşıyor. Merhametsiz kırmızıya koşan ölüm kadını yerden yere fırlatıyor.
Kadın bitkisel hayata giriyor. Kadının sevgilisi hastaneye koşuyor. Dört yıldır orada bulunan ve aşık olduğu kızın hastabakıcılığını üstlenen adam kadının sevgilisine yaklaşıyor ve diyor ki:
``Konuş onunla, ketum olma konuş``
Dört yıldır aşık olduğu balerine bakan adam kızın tüm zevklerini onun yerine hayata geçiriyor, hergün gördüklerini bıkmadan usanmadan anlatıyor. Hayata tutunabilmesi için, milyonda bir ihtimal duyabiliyorsa bırakmaması, hayata dönmesi için konuşuyor.
Oysa siz konuşmamayı seçtiniz; yanı başınızda duran kızınızı Dinlememeyi seçtiniz. Kızınız sahici bir aşktan söz etmeye çekindi. ağzında geveleyip durduğu sözcükleri attı içine...Sokakta amaçsızca yürüyüp durdu, kalbini kaplayan sıcak duygularını anlatamadı size. Sizse hiç merak edip sormadınız karşınızda kıpır kıpır eden yüreğe... Sustunuz hep. Kızınız, utandıran bir yara gibi gizledi kalbini paramparça eden aşkını... Siz o esnada ticaretten, siyasetten konuştunuz. Nasıl adam olunurdan dem vurdunuz hep... Zamansızca büyümesini beklediniz kızınızın.
Siz konuşmamayı seçtiniz; incinmiş bir ruhun kendi karanlığına yuvarlanıp gitmesine izin verdiniz. Bir gece güneş doğana dek onunla konuşma zahmetine girmediniz. Dinler gibi görünüp yarım ağızla geçiştirdiniz söylediklerinizi... Sabaha kadar uykusuzluktan ölsen de konuşmanın değerini bilmediniz. O yorgunluğun bir kalbin hayatını nasıl etkileyebildiğini de, bir anın insan hayatındaki değişimini de görmediniz.
Siz konuşmamayı seçtiniz; karşınızdakinin duymayı hak ettiği şeyleri saklayarak ömrü boyunca taşıyacağı acılar bıraktınız.
|