Üye
(2 Puan)
|
korkuyorum.:
bir daha hiç bir sabaha aynı şekilde uyanmayacağımı biliyorum. bildiğim bazı şeyler var size anlatsam alacağım tepkiyi biliyorum. fakat kimsem olmadığını biliyorsunuz ve artık herhangi bir şeyi saklayacak değilim.
korkuyorum.
korkuyorum çok.
güneşin doğmasından korkuyorum.
tüm vücudumun varlığından korkuyorum.
anlatamadığım ve inandıramadığım her şeyden,
senden, ondan, şuradaki adamdan, buradaki dilenciden.
köfteyi çiğ yediğimi bilen herkesten, ankara’daki araba kullanan herhangi birinden korkuyorum.
karanlıktan korkmuyorum fakat karışıklıktan korkuyorum.
perişanlıktan korkmuyorum fakat zavallılıktan korkuyorum.
sizden bir şey saklayamam.
azlıktan korkmuyorum fakat bu yazdıklarımı silmekten korkuyorum.
sizden bir şey saklayamam dedikten sonra yazdıklarımı silen ellerimden korkuyorum.
birisi var, bir şey var. elini içime sokuyor. ta içime, kalbime kadar sokuyor. mücadele etsem de, orada bir şeyleri sökmeye çalışıyor.
bazı acılar vardır ya, var olmalarının verdiği dayanılmaz hazzı anlamaya çalışırız. işte öyle acıtıyor.
çok uzun yazmaktan, okumamanızdan korkuyorum.
yeni yıkadığım çarşafıma dökülen erkeklerden ve onların ellerindeki biralardan korkuyorum.
herhangi bir yere geç kalmaktan, herhangi bir gençliğe yaşlanmaktan korkuyorum.
uzağı göremeyen gözlerimin uzakta gördüğü her ışığı ateş böceği sanmasından korkuyorum.
üzülen evleri bir daha asla onunla izleyememekten, kanadını çırpan her şeyin kuş olmadığını bilmekten korkuyorum.
ben çok korkuyorum beni biraz bile olsa seven bütün arkadaşlarım.
çok korkuyorum ellerimi kazımaktan.
sarhoşken girdiğim tüm vizelerden ve beni facebook’dan silen tüm öğretmenlerimden.
o kadar korkuyorum ki dışarı çıkıp çocukların oynadığı parkların kenarında biten papatyaları eve götürüp ömrüm boyunca onlarla ilgilenmek istiyorum.
halbuki ile başlayan tüm cümlelerden ve dünyada keşfedilmiş tüm dillerdeki bütün altı harfli kelimelerden korkuyorum.
arkasını döndüğünde bana yabancı bütün sırtlardan, yanlışlıkla bacağıma değen bütün ellerden ve altında baza olan bütün yataklardan çok korkuyorum.
şuradaki adamın kabarıklığından, buradaki kadının ıslaklığından korkuyorum. bir tane çocuktan korkuyorum, gül satıyor sadece.
aslında en çok ondan korkuyorum.
otobüslerden korkuyorum. kot gömleklerden ve kırmızı sütyenlerden.
yolların üzerindeki şeritlerden bazılarının silik olmasından korkuyorum.
birilerine bir şey öğretebilmekten ve birilerinin düşünce şeklini değiştirebilmekten korkuyorum.
bir tane türküyü çok sevmekten korkuyorum.
anlıyor musunuz ben o kadar korkuyorum ki çoraplarım bile farklı.
anlamıyorsunuz o kadar çok şeyden korkuyorum ki, tek korkum buna sebep olan tek bir kadının olması.
evet sizden hiçbir şey saklamayacağım. ben görebileceğiniz en alık insanım. ve cümlelerimin arasına satır sokmam daha okunur hale getirmiyor onları, biliyorum. uykumun arasında gözlerimi açtığımda; gözlerini yummuş, ağzını birazcık açmış, çok azcık nefes alan o beyaz tanrıyı görmemekten korkuyorum.
evet.
içim hiç acımıyor. içim eziliyor.
ben görebileceğiniz en yitik insanım.
yitirilmiş. ve en dolaşık.
düşünsenize saçlarımı taramayalı dört sene olmuş.
ben görebileceğiniz en mecnun insanım.
özür dilerim ama korkuyorum.
sizden, şunlardan ve odamdaki elektrikli sobadan.
mesela ellerim yok, bu konuda ne yapabilirim. bunları nasıl yazdığım hakkında bir fikriniz var mı. olmamasından korkuyorum.
hepinizden özür dilerim ama özür dilemekten korkuyorum.
ölmeden önce finlandiya’ya gidememekten korkuyorum. ama en çok da ganj nehrinde dişlerimi fırçalayamamaktan.
son biramı çakmağa uzanırken yatağıma dökmekten ve son çişimi ölmeden önce yapmaktan korkuyorum.
|