Bilimsel bir bünyeden bilimsel 2 fıkra: Einstein`ın şoförü
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile gidermiş. Yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü Einstein`a;
``Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve artık neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum`` demiş.
Einstein gülümseyerek ona bir öneride bulunmuş:
``Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar.``, ``o halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen yap konuşmayı, ben de arka sırada seni dinlerim.``
Şoför, gerçekten çok başarılı bir konuşma yapmış ve sorulan tüm soruları doğru yanıtlamış. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış bir soru sormuş. Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:
``Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip`` demiş.
Sonra da salonun arkasında oturan Einstein`ı işaret ederek şöyle devam etmiş:
``Şimdi size arka sırada oturan şoförümü çağıracağım ve sorduğunuz soruyu, göreceksiniz, o bile yanıtlayacak.``
Bilimsel Açıklama
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 metre kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir.
Sobanın neden böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı:
``Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış``,
Fizikçi:
``Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş``,
Jeolog:
``Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış``,
Matematikçi:
``Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış``,
Antropolog:
``Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş``.
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.
Adam cevap verir:
``Boru yetmedi.``
:D
CEVAPLAR
lezce user
17.01.2009
Üye (52 Puan)
Her türlü bilimsel fıkralarınızı paylaşmanızı dilerim :D
lezce user
17.01.2009
Üye (543 Puan)
ARABA
Bir hafta sonu, bir makine mühendisi, bir elektronik mühendisi ve bir bilgisayar mühendisi üç arkadaş arabayla, dağ evine pikniğe gitmek isterler. Giderlerken ıssız bir yerde arabaları bozulur. Hepsi de bunun nedeni hakkında kendi meslekii tecrübelerini de katarak yorum yapmaya başlarlar.
Makine mühendisi:
-Bunun mutlaka mekanik bir arızası vardıır. der.
Elektronik mühendisi:
- Yok yok bunun ateşlemesinde bir problem var, bujilerini temizleyelim. der.
Bilgisayar mühendisi ise şöyle konuşur:
-Çıkıp bidaha girelim belki düzelir !!!
:))))))
lezce user
17.01.2009
Üye (89 Puan)
Adamin biri bir gün yolda giderken bir kurbağa görür ve kurbaga dile gelir
- Ben aslında bir insanım, eğer beni bir kere öpersen çok güzel bir prenses haline gelirim
Adam kurbağayı eline alır ve cebine koyar.
Kurbağa tekrar dile gelir.
- Eğer beni öpersen çok güzel bir prenses olacağım ve seninle 1 hafta kalmaya razıyım.
Adam kurbağayı cebinden çıkarır, şöyle bir bakar ve gülümser ve yine cebine koyar.
Kurbağa yalvarmaya başlar
- Eğer beni öper ve güzel bir prenses haline çevirirsen seninle bir hafta kalırım ve istediğin
her şeyi yaparım.
Adam tekrar kurbağayı çıkarır, şöyle bir bakar ve gülümseyerek cebine koyar.
Sonunda kurbağa dayanamaz
- Senin neyin var? Sana çok güzel bir prenses olduğumu ve beni öpersen 1 hafta seninle
kalıp istediğin her şeyi yapacağımı söyledim.
Neden beni öpmüyorsun?
Sonunda adam konuşur
- Bak, ben bilim adamıyım. Kızlarla uğraşacak vaktim yok,
fakat konuşan bir kurbağa olman bana çok ilginç geliyor.
lezce user
17.01.2009
Üye (89 Puan)
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar; -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. Sıra Türkiye`ye gelir ve Temel başlar anlatmaya -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama bir şey bulamadık. Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.
***************
Bir fizikçi, bir kimyacı ve bir matematikçi yanlarında sadece bir kutu konserve ile çölün ortasında kalırlar. Bir kutu konserveleri vardır olmasına ama, bu konserveyi açacak bir aletleri yoktur. Fizikçi evirir, çevirir, ama fizik bilgisi ile kutuyu açamaz ve kimyacıya devreder. Kimyacı da düşünür, uğraşır, nihayetinde son çare olarak matematikçiye verir. Matematikçi uzun uzun konserve kutusuna bakar ve şöyle der: ``varsayalım açık``
lezce user
07.02.2009
Üye (52 Puan)
İşte yaa ``varsayalım açık`` kesinlikle bir matematikçinin sözü olabilir.. :D
Teoremlerdeki varsaymalardan bıktık usandık.. :D