Üye
(117 Puan)
|
Bu`günlük Bu Kadar.:
Üyeliğimi aktif hale getirmeden önce kendime sorduğum “Ben orada ne yapacağım, isteğim hangi doğrultuda, istediğim ne?” soruları “Ben burada ne arıyorum?”a evrilip hala inatla beynimi meşgul ediyor. İtiraf etmem gerekmeyecekse de ediyorum: İlk zamanlar amacım kısa süreli bir ilişki yaşayabileceğim birisini bulup(!) kalbimi değilse bile kafamı dağıtacağım, karşımdaki insanla beraber hatta ondan da fazla kendimi kandıracağım birkaç an yaşayıp yaşanılanları da anı olarak geçmiş dönüşüm kutusuna göndermekti. “Orada kimse var mı?” tarzı sorulara muhatap olan benliğim “Var var; gel, daha da yaklaş .” dedi çoğuna çoğu zaman. Yedi yıllık bir enkazın altından beni gün yüzüne çıkarıp tekrar hür bırakmasını istediğim insanlar oldu. Şimdi siz bu düşün(ememe)cenin ne kadar haksız ve yersiz olduğuna binaen içinizden içinizle konuşadurun, ben az kalsın bu saçmalığı uygulamaya dökmek üzere kaldığım buradaki birkaç insandan tekrar özür diliyorum. (Yüzlerine karşı da dilemişliğim mevcut ama olsun fazla özür göz çıkarmaz.)
Yazı denememin anafikrine dönecek olursam, cevabını hala arıyorum. Belki kendim gibi olan insanların arasında kendimi daha rahat ifade etmeyi düşünmüşlüğüm, belki her ortamda beraber oluyor olmamıza karşın burada bari olsa onunla karşılaşmayacak olmam düşüncesi. (Bundan eminim, kesinlikle burada değildir. Bir insan zamandan ve mekandan münezzeh olamaz her halde.)
“Oysa ne de güzel başlamıştı her şey.” gibi bir klişe ile giriş yapmaktansa hiç başlamamalı anlatmaya belki. Hem kimseler bilmesin istiyorum sen’imi hem de herkesin seni bilmesini. Öyle ya, kaç kişiye nasip olur seni tanımak ve kaç kişi gözlerinden içebilir aşkı? Çok karamsar bir profil algısı yarattığımın farkındayım lakin hala sana aşık olduğum zamanlardaki kadar kara’msarım. Kara en çok senin gözlerine yakışıyor, hala…
|