ellerim üşürdü,üşürdüm....: ellerim üşürdü
üşürdüm...
şehrin vitrinlerinden kayardı düşlerim.
seni düşünürdüm...
sense başka mevsimlerde
sağanak halinde yağardın,
başka ülkelere sımsıcak.
ellerim üşürdü...
nikotin kokan ellerim üşürdü.
ve bir sigara daha yakardım..
şehir ıslanırdı duman duman...
çocuklar uyanmış olurdu,
düşlerini kaybetmeden uykularından.
benimse kabuslarım,
kese kağıdı buruşukluğunda asılı kalırdı
gün doğumlarına.
ellerim üşürdü.
ellerim donardı.
donardım...
tenim yokluğuna değince...
ve bıçak ağzı yalnızlık ikiye bölerdi..
bir yarısı sen olurdun,
her şeyin
bir yarısı ben olurdum,
hiç bir şeyin...
ellerim üşürdü...
üşürdüm.
bir bardak çay ve taze bir simit gibi
kokardı rutubetli geçmişim.
küçük bir saçak altı kahvehanesinde
güneşi soldurdum sonra denize karşı
kimsesiz bir adam gibi,
dalgalar hıçkırıklarımı boğardı.
varlığına açken.
muhtaçken bir lahza görmeye seni
ellerim üşürdü...üşürdüm.
ve doyardım yokluğuna.
ellerim üşürdü...
donardım.
martılar göç ederdi.
demirlerdi tüm gemiler limana
boşalırdı deniz..
yürüyüp çıkardı balıklar
tuzlu bir yaşamın soluk aralarından
su olurdum...
toprak olurdum...
kuş olurdum.
ama yaşam olmayı beceremezdim...
sensizliğinde acılı bir ölümü karşılardım...
beceremezdim ölmeyi.
ellerim üşürdü...
üşürdüm.
tanıdık bir adamın sesine karışırdı hüzünlerim....
kapanan bir kapı sesine kilitlenirdim...
duvar duvar karanlık.
büyürdü içimde yollar.
ne köşe başı, ne bir viraj, ne dur durak
adımlarım soluklarını arardı, kayıp yollarda
sonra bir kadın çığlığı
kayardı yıldız yıldız...
ılk önce ilkbahar defnedilirdi
karınca yazında
sonra bir pervane yanardı
gözlerimin sırılsıklam aydınlığında
kanatlarına işlenirdi
yaşanmamış bir yaz kelebekleri
sonbahar geçerdi.
kar yağardı...<br>
ellerim üşürdü...
üşürdüm.
ve şubatta biterdi bir masalın son cümlesi.