EŞCİNSEL İLİŞKİLERİMİZ NEDEN KISA SÜRELİ OLUYOR.?: Çok düşündüm bu konu üzerinde.Birkaç ta araştırma yaptım.En fazla süren ilişki süresi 7 ila 9 yıl arasında.Oysa çoğumuz bir birlikteliğe başlarken ömür boyu sürsün isteriz.Ama nedense kısa sürede bitiveriyor ilşkimiz.
Ben kendi ilişkilerimi düşündüm,ilk ilişkim heteroseksüel bir kadınla başlamıştı.Tam 7 yıl sürdü,acısıyla tatlısıyla.Sonrasında yaşadığım ilişkilerim eşcinsel kadınlarla oldu ve maalesef ancak aylarla söyleyebileceğim bir zaman dilimiydi.Oysa daha kolay anlaşırız sanmıştım,ne de olsa aynı dünyanın insanlarıydık.Yanlış nerede hâlâ bulamadım.Düşüncelerimizi paylaşalım istedim bu konuda...
CEVAPLAR
lezce user
30.10.2011
Üye (29 Puan)
Doğru insanı bulamamak bence sorun. Ya da kimse kimseyi doğru düzgün sevemiyor. Hep çıkarlar ön planda. Dikiş tutturmak da bu yüzden zor.
lezce user
30.10.2011
Üye (214 Puan)
bu tür ilişkilerde daha çok fedakarlık yapılması gerekiyor. her şey daha kısıtlı bizler için. bir süre sonra buna dayanamayıp ayrılmayı tercih ediyoruz, hatta etmiyor zorunda kalıyoruz belki de. bir bakmışsın bitme noktasına gelmiş. ama yine de kısa süreli olmasını sadece eşcinsel ilişkilere yormamak lazım.
bizim sorunumuz burada birbirini çok iyi tanımadan, etmeden bir haftada sevgili olmak belki de. ve belki de ben öyle olmadığım için yalnızım. herkes hemen somut adımlar bekliyor. oysa zaman işi sağlam bir şeyler istiyorasak bence.
lezce user
30.10.2011
Üye (44 Puan)
bence eşcinsel ilişkilerde sorun var...
lezce user
30.10.2011
Üye (41 Puan)
Sorunları konuşarak çözüme gidebiliriz belki, sizce neler sorun sessiz...?
lezce user
30.10.2011
Üye (41 Puan)
Doğru insanı bulamamak...Bunu yaşamadan bilemiyoruz ki s_hazan_s.Bizler aynı duyguları taşıyan dünyalarız.Oysa hetero evlilikler bize göre daha zor bence.Çünkü;onlarda iki ayrı dünyanın birlikte olması var.Bizler aynı dünyayı paylaşıyoruz.Kadın ruhunu bizden daha iyi anlayabilirmi erkekler.?
cholita,fedakârlık konusunda sana katılmıyorum çünkü;aynı dili konuşuyoruz parnerimizle,birbirimize karşı fedakârlığımız daha az bence.Haaa çevresel faktörler diyorsan evet, onda hemfikirim.Çok iyi tanımadan sevgili olmak, acaba dar alanda kısa paslaşmalar yaparak yaşamak zorunda olduğumuzun bir aceleciliği olabilir mi?
lezce user
30.10.2011
Üye (214 Puan)
bence öyle bir zorunluluğumuz yok. ya da olmamalı bence. çünkü bir şey başlayıp iki gün sonra bitecekse hiç başlamasın. zaten yakındığımız da bu değil mi? kısa sürüyor diye şikayet etmiyor muyuz? evet, ediyoruz.
fedakarlıktan kastım, evet çevresel faktörlerdi. çünkü çoğu kez yalan söylemek zorunda kalıyoruz başkalarına.
lezce user
30.10.2011
Üye (41 Puan)
Ahh o yalanlar,...
lezce user
31.10.2011
Üye (44 Puan)
sorunlar neler?
en büyük unsur tabiki çevreye karşı olan yalanlar... kAç kişi ailesine açık? kaç kişi çevresine açık... zaten herşey burda başlıyor... çevre tarafından kabul görmüş ilişkilerin süresi çok farklıdır... çok fazla gurur var...
en ufak bir kavga da ayrılmaya yöneliyoruz... hetereosekseüellerde aynı şekilde aslında ama arada işte çevre fark ediyor... bir şekilde durumu insanlara anlatabilsen bir şekilde objektif bakış açıları görebiliriz... veya arabulucuk söz konusu olabilir..
ikinci nokta... uzun süreli ilişkiler eşcinsellerde bitiyor...işte bu noktada hetereosekseüellerden ayrılıyoruz... onların ortak bir noktası, ideali olabiliyor... bunun en büyük kanıtı çocuktur... bir çok ilişki eninde sonunda bitiyor... ama hetereosekseüel ilişkilerde ayyy çocuklarımız ayyy çocuklar büyüsün derken bir şekilde birbirine tutunup çözmek istekleri doğuyor... eşcinsel ilişkilerde bu yok...
lezce user
31.10.2011
Üye (44 Puan)
ancak en önemli diğer faktörümüz nette tanışabilme olağanı bulmamız...
ve bence işleri allak bullak en büyük sorunda bu... eşcinsel ilişkilerin çirkefleşmesinin en büyük kaynağını nette tanışma durumumun olduğunu düşünüyorum... neden mi?
herkes rahat çünkü... reel hayatında görmeyeceğin birisi olabilir... yalan şeyler söyleyebilirsin... yalancı olma ihtimalin yüzde 80 dir... saygısızlık çok çoğalıyor mesela... yüzüne karşı söylenemeyecek laflar çoğalıyor... netten buluştuğun bir insanla görgü kuralları gibi özel noktalara dikkat etmek gereksiz geliyor... nasılsa netten tanıştım... hikayesi...
lezce user
31.10.2011
Üye (44 Puan)
cinsellik keza aynı şekilde... ayrı bir sıkıntı...
ve benim en çok karşılaştığım durum... o onun eskisi o onun en yakın arkadaşı o onun eski sevgilisinin sevgilisiyle gibi durumlar var... ve insanlar abuk sabuk şeyler yaşadıktan sonra `` kanka `` diyorlar birbirlerine... o yüzden mesela ben eşcinsel olan arkadaşlarımla mümkünse birbire bir görüşmeye çalışırım... bir grup oluşturayım dünyayı kurtarayım kendime bildiğim bir çevre yaratayım düşüncesinde olmadım... o ondan ayrılıyor sen ondan ayrılıyor... arkadaşlıklar vs. de aynı şekle biniyor... bizde herkesin herkesle olma gibi bir ihtimali mevcut...
eski sevgilin belli bir zaman sonra en yakın arkadaşın olabiliyor :D bu bana mantıklı gelmez... tamam bende eski sevgilimle görüşüyorum belli bir seviyede ama en yakın arkadaşım olamaz... veya yüz yüze gelmem... arada arkadaşlarımız var... hiçbir zaman görüşmeyin şunu yapmayın hangi taraftasınız gibi ifadelerde bulunulmadı...
daha nasıl sıralasam ki:D
lezce user
01.11.2011
Üye (2 Puan)
Kısa sürede sevgili olma fikrine katılıyorum. En büyük etken bence de bu. Sıralanan diğer nedenlerin zemini de buradan geliyor hatta.
lezce user
05.11.2011
Üye (32 Puan)
Kesinlikle, doğru kişiye ulaşma karmaşasında kayboluş diye düşünüyorum. Tüm taraflar için de bu ciddi bir sorun mutlaka ve öte yandan sanmayın ki heterolar daha istikrarlılar.
lezce user
13.11.2011
Üye (41 Puan)
Yalan ile başlayan her iş, bitmeye mahkûmdur.Ve bence yalan söylemek,kompleksli insanların başvurduğu bir yöntemdir.Nette yalan söylemek,reelde yalan söylemek,yalan söylemenin her haline karşıyım ben.Tanışmak üzere kendisini anlatan arkadaşlardan bazılarıyla bu tip olaylar yaşadım ve gerçekten bir anlam veremedim söyledikleri yalana.(Yalanın hangisine anlam verilir ki...:)Sonuçta yatsıya kadar bile yanmıyor bu mumlar...Söylenen yalanlar çekici gelir sananlar,unutmasınlarki iticilikten başka işe yaramıyor.
lezce user
17.11.2011
Üye (97 Puan)
Her ilişkide zorluklar vardır. Bunlardan biri de iki kişinin farklı fikirlere sahip olmalarıdır. Kendinde yeterince özgüven bulup bir ilişkiyi tamamen eşitlik seviyesine getiren insan sayısı maalesef az bana göre. Belli bir hiyerarşinin hakim olduğu ilişkiler çoğunlukta. Kadın-erkek ilişkisinde bu hiyerarşi daha kolay kaldırılabilir veya kabul edilebilir, çünkü toplumsal olarak zaten erkeğin üstün olduğunu benimsemişizdir (hoşumuza gitse de gitmese de, bu durumu içselleştirmişizdir). Yani, kadın-erkek arasındaki herhangi bir fikir farklılığı sorun haline gelse de ve bu sorun çözülmese de, erkeğin `üstün olması` nedeniyle, daha rahat hazmedilir veya erkeğin `üstün bilinmesi` bir şekilde anlaşmazlığa nokta koyar ve onu sonuçlandırır. Eşcinsel ilişkilerde, cinsiyetle bağıntılı olan hiyerarşi baştan yok zaten, dolayısıyla üstünlük kavgasının da sınırı yok. Bu durum, başka etkenlerin de devrede olmaları ve bu üstünlük kavgasının meydana getirdiği başka sorunlar nedeniyle de pekiştirilir, dayanılmaz bir hal alır. Şunu da biliyoruz ki: Sorunu çözmektense ondan kaçmak daha kolaydır...
Birçok açıklamanın yanı sıra bence bu da önemli bir faktör...
lezce user
17.11.2011
Üye (41 Puan)
Sorunları çözmek için,sorunları paylaşmak...Çözüme götürmek için gereğini yapmaya çalışmak...
Yorum yapan arkadaşlara çok teşekkürler ediyorum.Baktığınız pencereden görmeye çalışmak...
lezce user
17.12.2011
Üye (8 Puan)
bence eşcinsellerde ciddi bir güven sorunu var.
lezce user
19.12.2011
Üye (41 Puan)
Güven sorunu nerede yok ki eşcinsellerde olmasın?Tabii bizim aramızdaki güven sorunu başlı başına muamma...Sanki yangından mal kaçırıyoruz,ne bu acele yahu.İlk buluşmada aşık olmalar,canım,cicim,ölürüm biterimler,devamında,seni tanıyamamışım,yanlıştı birlikteliğimiz ler.ler de lerrrr.Güvenebilmek için bile zaman tanımıyoruzki birbirimize...:(
lezce user
26.01.2012
Üye (24 Puan)
olay eşcinsel olmaktan kaynaklanmıyor... zira hetero ilişkilerin uzun yıllara varması aşklarından yada sadakatlerinden değil. evt genelleme yapmak doğru olmaz fakat bu uzun sürenin sebepleri var bence bunlarda; toplumsal baskı(bunu açmak gerekirse ailelerin ve çevrenin etkisi yani eşcinsel ilişkilerdeki gibi sadece ilişkiyi yaşayan ve belki çevresnde kendisi gibi olan bir kaç arkadaşının bilmesi yani gizli saklı yaşanması. anlayacağınız insanlar çoğu kere kendileri için değil çevreleri için yaşar.) taahhüt(imza),çocuk,ekonomik güvensizlik(kadınlarda). yani uzun süren bu ilişkiler mecburiyetlerden ve içinde bir sürü çirkinliği baındırarak devam eden ilişkilerdir.
acaba gerçekten özgür bir ilişki birey olabilmiş iki kişinin yaşayacağı bir ilişkinin ömrü nedir buna bakmak gerek...
lezce user
29.01.2012
Üye (33 Puan)
birey olabilmekle ilgili sıkıntı var. kafalar çok güzel: gelip gidiyor. ama bu çok normal çünkü eşcinsel yönelimli bir kadın olmak içinde yaşadığımız ve benzeri toplumlarda çifte kavrulmuş bir baskı ve bu baskıyla zaten norm olarak kabul edilmeyen bir yönelimini keşfeden birey çok fazla unsurla mücadele etmek zorunda kalıyor ki başlıbaşına kafanın güzelleşmesine yeter. kadının cinselliğinin yok sayıldığı görmezden gelindiği baskılandığı bir toplumda nerde kalsın bir de eşcinsel, biseksüel ya da queer bir kadınım demek. tüm bu baskılar altında kendini kabullenme süreci çok ağır ve sancılı işliyor. tamamen kendini kabul ettiğini iddia eden kişilerde bile bilinçaltına itilmiş, öğrenilmiş homofobinin derin izlerini görmek mümkün. zihinsel olarak tam bir özgürleşme sağlamak zaten toplumumuzdaki yetiştirilme kriterlerine bakıldığında imkansıza yakınsıyor. sadece aile değil okulda işte heryerde devlet eliyle resmileştirilmiş bir ataerkil düzen ve macist söylem-uygulamalarla yaşıyoruz. bu kadar sistemli bir baskının sonucu bir bakıyorsun kendi hemcinsin tarafından aynı söylemlere maruz bırakılıyorsun zira kadının görünürlüğü olmamasından mütevellit eşcinsel erkeklerde nispeten oluşmuş bir altkültür lezbiyen kadınlar arasında görülemiyor. nasıl görülsün ki örnek alabileceği bir idol bile yokken çoğunluk elyordamıyla birşeyler öğrenmeye çalışıyor (bunun bir de istanbul ankara izmir gibi bir lezbiyen camiası olmayan diğer kesimlerini ele alın) hepsinden öte ortak bir bilinçten yoksunluk var dolayısıyla öğretilmiş-dayatılmış toplumsal cinsiyet kalıplarını taklit ederken buluyoruz eşcinselleri. ironik bir şekilde ezildiği yoksayıldığı sistemi ve kültürü içselleştirip onun üzerinden hareketle ilişki kurma çabalamaları oluyor. baştan bozuk bu algılarla sağlıklı bir ilişki kurabilmek ve yürütmek de çok kolay olmasa gerek..
lezce user
30.01.2012
Üye (24 Puan)
sevgili cute güzel özetlemişsin fakat özetin aslında hayatın özeti gibi olmuş yani başarılı olmak ve başarısız olmak vesaire gibi. yani birey olabilmek zor en başta seninde bahsettiğin gibi bu ülke için ele alınırsa toplumsal bir adeletsizliğe maruz kalınmakta zaten. benim aslında vurgulamak istediğimde bu. eşcinsellikten kaynaklı olmayan tutarsızlık birey olamama bu toplumun malesef genel yapısı. öte yandan elbetteki eşcinsellikte başlıbaşına ayrıcalıklı bir durum.
toplumumuzda zaten birey olma fobisi yaygın. şöyleki kişiler kendini yetiştirse dahi aileye bağımlı yaşamdan kurtulamıyor çünkü bu zihniyetle yetiştiriliyor. şimdi bu yaşadığımız yüzyılda bile kalabalık aile yaşamı halen devam etmekte. çocuk sahibi olmak ilerde kendilerine bakacak bir güvence düşüncesinden ileri gitmiyor hala. bahsettiğin gibi belirli bi kaç şehirde bazı esneklikler elbette var.
bir arkadaş ortamında geçen bir sohbetimizde ben adeta ailesini sevmeyen başkaldıran bir asi olarak nitelendirildim ki bana bu yüklemeyi yapanlar sözümona eğitimli bireyciklerdi.bence belirli bir süreçten sonra eğitim iş vsr gibi süreçten sonra kişi kendi evini kendi hayatını kurabilmeli. gelgörki bu fikir ayrılıkları elbette olacaktır. herkese saygımız var ancak bu insanlar yalnız yaşamaya soyunan bireyleri bile algılayamazken bu insanlara eşcinsellikten bahsetmekse hayalden öte geçemiyor elbette.
sözün kısası genellemeler hep kısır döngülerden ibaret bana kalırsa sevgili eşcinseller aklınızı başınıza toplayın ve dış mihraklara aldırmadan sizde kendi aile yapınızı kurma sürecinde dirayetli olun derim:))))
zira hak verilmez alınır ve hayat kısa...
sevgiler...
lezce user
30.01.2012
Üye (33 Puan)
sevgili yesima, toplumdaki her bireyin yaşadığı sorunların üstüne kadın olmanın üstüne bir de cinsel yönelimi farklı olan bir kadın olmanın getirdiği arızalardı değinmek istediğim nokta. benim gözlemlediğim en büyük sorun kadın-erkek toplumdaki tüm bireylerin yaşadığı sıkıntıların yanında bunlara ek olarak lqbtq bireylerin bilinçaltına sızmış sinsi bir arıza kaynağı: içselleştirilmiş homofobi. çoğu eşcinsel bunun farkında bile değil. kimliğinin farkında değil; apaçık trans ama bunu henüz tanımlamamış bile kendi içerisinde. lezbiyen bir kadınım diyor ama yaşadığı şeye isim koymaktan onu konuşarak somut hale getirmekten deli gibi korkuyor. ha bunlar farkındalık sağlanarak aşılacak şeyler bir de toplumsal cinsiyet kalıplarını ve homofobiyi çok derinlerde içselleştirerek gel-git durumlarının neden kaynaklandığını bile çözemeyenler var ki profesyonel yardım almalılar(--->hastalar anlamına gelen bir ifade değildir: kendi mutlulukları açısından; psikolojik sağlık, denge, huzur, mutluluk vs) tüm bunların yanında toplum tarafından onaylanmayan bir hayat tarzı sürdürmek çok da kolay değil, ne kadar çabalansa da herhangi birşey olduğunda örneğin hastane; birinci dereceden akraba olmadığın için yanında bile olamayacağın bir insanla hayat sürdürmeye çalışıyorsun ve isteristemez bilinçaltında `nereye kadar` sorusu uyanıyor `zaten sonu yok` düşünceleri konsantrasyonu düşürüyor tüm bunlar bir araya geldiğinde kopuşlar daha kolay yaşanıyor. ha uzun süreli ilişkiler yok mu evet tektük en uzunu 10 yılın biraz üzerinde gibi. eşcinsel evliliklerin serbest olduğu ülkelerde (örneğin isveç) kadınlar ailelerini kurmuş sperm bankasından çoluğaçocuğa karışmış ve çok rahatlar hoş `hala daha mücadele ediyoruz` dediler tokatlayasım geldi. e tabi birey olamayan kimliğiyle barışamamış kişiler için bunlardan sadece biri bile nerde akşam orda sabah moduna geçmesi için yeterli. yine de en büyük eksiğimiz ortak bir bilinçten yoksun oluşumuz sadece kadınlar için değil tüm lgbtq camiası için geçerli bu; bugün zırılzırıl bir kadın olan barboros şansal çıkıp bülent ersoy için `ben hala kendimim, mavi nüfus kağıdımı değiştirmedim.ben kamburumu onun gibi zımparalatmadım!`(ki bunun sitedeki karşılığı `biseksüeller ve butchlar yazmasaaağnnn` dır) diyebiliyorsa; oturup hep birlikte her türlü transfobi, homofobi ve ötekileştirmenin nasıl yaşandığı ve daha kendi aramızda bile ortak bir dil ve bilinç oluşturamadığımız sorunsalını tartışmamız gerekiyor en başta. diyeceğim o ki; önce kendi kimliklerimizi tanımlayıp(trans-lezbiyen-biseksüel) yada tanımsızlaştırıp(queer)sonrasında kabullenip(ama lütfen ve cidden kabullenip: gerek lambda gerek kaos gl gerekse diğer bir çok dernek ve istanbulda çapa psikiyatri bu konuda çalışmalar yapıyor ve danışmanlık hizmeti veriyor) sonrasında birbirimizi kabullenmek ve ortak bir bilinç geliştirmemiz gerekiyor; o zaman sağlıklı bireyler olarak sağlıklı ilişkiler kurma yolunda bir adım atabileceğiz diye düşünüyorum..