Üye
(90 Puan)
|
Yabancı bir yer,başkaları var.:
Baslamasi geciken bir mektup gibi yazmaya hiç baslamadigim bir kösenin kirik koltugunda yabanci bir klavyenin siyah beyaz tuslari... Ve elbette üç nokta. Bir de koltuk kirmizi
tabi. Kafami parmak uçlarimdan kusmaya neden gerek duydugumu düsünürken sevdigim bir sesle cümlemi yarim birakabiliyorum. Ne çok seyi yarim birakabilirim aslinda o ses
için. Bu kafayi parmak uçlarima sürmeyeli belki dört gün... Parmak uçlarimi arada bir kafama sürüyorum. Kasiniyor. Kasiniyorum. Farkindayim. Denizi olmayan bir sehirdeyim.
Farkindayim. Kasinmam normal bu sebeple. Yani farkinda oldugum için. Yoksa denize karsi da kasindigimi hatirliyorum. Ben bazen unutmus gibi yaparim. Belki bu yüzden
bazen unutulmus gibi hissediyorum. Ama hatirlarim bazen. Ben ``bazi bazi`` pekisirken aralarina girip unutuldugumu hatirlarim. Ne yaptigimi ben de bilmiyorum gerçi. Mutfak
tikirtisini duyunca nereden kedi çikacak diye aranabiliyorum hala denizi olmayan sehirde. Ve biraz da sehri olmayan bir denizdeyim. Belim agridigindan yüzmeyi reddediyorum.
Belim de harflere dokunmak için... Çünkü çok fazla kelime var bana dokunan. Bir de dokunamayanlar var. Fazlaca sert dokunmak istediklerim. Kirmak istediklerim. Belimin
agridigini hatirliyorum yeniden. Unutmus gibi yapip unutulabilirim. Salatalik kokusu da aliyorum ben hem. Kafam kasiniyor. Parmak uçlarimi yikamaliyim. Yikmaliyim. Evet,
topu topu bir ``a`` harfi... Yikamakla yikmak arasinda. Kafamla parmak uçlarim arasinda. Deniz hala mavidir diye tahmin ediyorum...
|