Üye
(28 Puan)
|
Yalnızlık yorar insanı:
Yalnızlık yorar insanı...
Gece yıldızlar seni çağırır gökyüzüne. Ayın üzerindeki karartıları görürsün. En hafif seste irkilir, odaya vuran gölgelerden oyuncaklar yaparsın. Açmamaya karar verdiğin telefon ısrarla çalar. Her zamanki alışkanlıklar meğer ne kadarda sıkıcıymış. Farkına varırsın. Kütüphanede okunacak nede çok kitap varmış. Yeniden okumaya başlarsın. Giysiler ütüsüzde giyilirmiş. Giyer sokağa çıkarsın. Parkın otları kurumuş, görür üzülürsün. Cebindeki son parayla sigara alıp eve dönerken sokak adarını, bakkalların tabelalarını okursun. Bir arkadaşını görmek için kaç kişiyi birine benzetir, yanılırsın.
Zamanın farkına varırsın. Akşam olmaz bir türlü. Daha dünkü çocuk olduğun düşer aklına. Her gün yeni baştan kurduğun hayallerin...
Eski fotoğraflardaki arkadaşlarını özlersin birden. Şu öndekiyle üç sene beraber oturmuşsundur. Gölgesinde serinlediğin çam ağacı çoktan tahta olmuştur. Diz boyu karların içinden çektiğin küçük beyaz kızağının nerede olduğunu düşünür hatırlamazsın. Kendinin farkına varırsın. Ne kadar çok şeye sinirlendiğini düşünürsün. Artık heyecanlanmadığını, aksine korkularının çoğaldığını öğrenirsin. Yaşadığının farkına varırsın. Yataktan kalkmak için bir sebep konuşmak için insan ararsın. Önemini yitirir çok şey, ayrıntıları tek tek çöpe atarsın. Boğazında sıra sıra dizilir lokmalar…
Yalnızlığının farkına varırsın. Her zaman keyifle dinlediğin şarkı, ezberindeki şiir, taze ekmek için fırına giden yol, en beğendiğin artistlerin filmleri, her zaman iştahla yediğin yemek, yorar insanı. Arasında geçtiğin çok katlı evler üstüne gelir. Kuşlar yuva yapsın istersin avuçlarına. Yağan her yağmurda bilerek ıslanırsın. Çocukluğunun kehribar renkli akşamlarını emsalsiz kara akşamlarını emsalsiz kara gecelerini ve çarçabuk elinden kayıveren kristal renkli, kar kokulu gündüzlerini özlersin. Etrafına bakarsın. Bir yüz? Bir ses? Milyonlarca karmaşık hikaye içinden kendi hikayeni bulmaya çalışırsın. Yavaş yavaş geceye merhaba dediğinde ay ışığı bir ses verir sessizce; milyon yıldır kâinatı seyrettiğinden dert yanar. Bir tek sen anlarsın onu.
Bir dost sesi duyar gibi olursun. Ses yalnızca rüzgârın sesidir. Yanında getirdiği çocukluğundan aziz kalan hatıralar...
Yalnızlık yorar insanı...
Bir ihtiyarın rastgele yakaladığın hüznü fecir bakışında ziyan olmuş bir ömrü, meçhul bir hayatı yakalarsın. Keşfedilmemiş topraklarda bir sırrın peşine düşmek, bitmeyen yolculuklara çıkmak istersin.
Sonra her şeyin bir sırrı olduğunu hissedersin yavaşça, ve sıcacık yalnızlığında kendi sırrının peşine düşersin...
|