Eşcinsel ailesi olmak
İstanbul'da, eşcinsel çocuklu aileler 'Lambda İstanbul Aile Grubu'nu kurdu. Hem kendilerini eğitiyor, hem birbirlerine destek oluyorlar. Bugünkü 'Eşcinsel Onur Yürüyüşü'ne onlar da katılıyor
"Aslında biliyordum ama yok varsayıyordum. Umarım eşcinsel değildir diyordum. İlk öğrendiğimde Tanrım ne olur değişsin diye dua etmeye başladım. O denli çaresiz ve bilgisizdim. Kabullenmem çok zor oldu, kendimi suçladım. Çocuk yetiştirirken hiçbir falso olmasın istersiniz, bu benim için büyük bir falsoydu. Hataydı ama yanlış neredeydi?” Eşcinsel oğul annesi Ayşe hanım, oğluyla ilgili gerçeği öğrendikten sonra bir şekilde LAMBDA İstanbul’la tanışıyor. LAMBDA İstanbul’da biraraya gelen aileler 2008 Ocak ayında LİSTAG yani “Lambda İstanbul Aile Grubu”nu kuruyor. Bir iki ebeveyn derken çoğalıyorlar, Ayşe hanım da onlardan biri. Geçen Mayıs’ta İtalya’ya Avrupa Aile Toplantısı’na katılıyorlar. LİSTAG’tan Selma hanım anlatıyor: “Avrupa’daki aileler bizimki gibi bir süreç yaşıyor. Onların psikaytr ve psikologlarların moderatörlüğünde aile paylaşım ve bilgilenme toplantısı yaptıklarını gördük. Biz bunu niye Türkiye’de yapmıyoruz dedik”. İtalya dönüşü, aileler onur haftasında CETAD (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği) Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yetkin’e aile toplantıları yapma teklifi götürüyorlar. Selma hanım devam ediyor. “Şimdi her ayın ilk perşembesinde CETAD toplantısı yapıyoruz. Onun dışında ise her cumartesi yeni katılan ailelerle tanışma ve süreci değerlendirme toplantısı. Bir de her ay bir aile yemeği var”. Ayşe hanım “Toplantılarda çoğaldığımızı görünce dışlanma korkusu azalıyor” diyor. ‘LİSTAG Bilgilendirme ve Destek Toplantıları’nın gönüllü terapistlerinden Dr. Seven Kaptan, “CETAD toplantılarına yalnızca ebeveynler katılıyor. Çünkü çocuklar yanlarında olunca onlar üzülmesin diye söyleyeceklerini söyleyemiyorlar, rahat soru soramıyorlar. Aslında bu, ailelerin LGBTT ebeveyni olduğunu kabul etme süreci” diye anlatıyor. Dr. Yetkin ise amaçlarını şöyle toparlıyor: “İlk kez 11 Ekim 2008’de biraraya geldik. Amaç ailelere özellikle yeni öğrenmiş ailelere, yönelik deneyimleri paylaşma ve dayanışmaya ek olarak doğru bilgilendirme, kalıplaşmış düşünceleri, yanlış bilgi ve inanışları düzeltme, karşılaştıkları sorunları çözümleme becerisi kazandırma olarak özetlenebilir”.
Evet ben eşcinselim
Gey annesi 51 yaşındaki Selma hanım “17 yaşındaydı oğlum, bir farklılık olduğunu gözlemlemeye başladım.
Bir gün, eşim ve ben, oturup oğluma sorular sorduk. Önce inkâr etti, sonra evet ben eşcinselim dedi. Tabii o rahatlamıştı ama biz karmakarışık olmuştuk” diye anlatıyor ve devam ediyor. “Bir anda çocuğumu tanıyamaz oldum, birden kayıp duygusu hissettim, babam öldüğünde bu kayıp duygusunu hissetmiştim. Kendimi suçladım, bu kadar düşkün bir anneydim ve nasıl fark edemedim diye. Eşcinsellik nedir hiç bilmiyorduk. Birkaç gün sonra baktım, çocuk yine aynı çocuk. Terapilere başladık. Bu süreç içinde, kendimi de eşimi de suçladım. Bütün değer yargılarınız ve önyargılarınız kırılıp dökülüyor. O süreçte kendimizi aile olarak çok yalnız hissettik. Kabulleniş kolay olmuyor. Önyargıları kaldırdığım zaman, ortada çocuğum ve koşulsuz bir sevgi kaldı”. CETAD toplantılarının da çok faydalı olduğunun altını çiziyor. “Çocuklarımızın partnerleriyle ilişkimiz, toplumdaki paylaşımlarımız nasıl olacak, kendi yaşadığımız süreçlerde doğruyu nasıl bulacağız diye konuşuyoruz. Eşime çok yaradı toplantılar. Bilimsel ağızdan dinlemesi eşime epey yol katettirdi. Birbirimize tecrübe ve deneyim aktarıyoruz”. Babalar erkek egemen toplumun önyargılarıyla, annelerden daha fazla zorlanıyorlar. Önder bey “CETAD’ın en iyi şeyi doğru bilgilendirme oluyor. Çocuğum bana açıldığında tek şey söyledim, senin hayatın ama çok zor olacak. Benim LİSTAG’a gelmem babalar açısından iyi oldu. Babalar çevrenin ne dediğini çok takıyorlar. Örnek olduğu zaman babalar rahatlıyor. Oğlum bana şimdi diyor ki, ben açılmak için konuşmak istediğimde, yok konuşma diyordun. Konuşacak bir şeyim, bilgim yoktu ki, ne konuşayım”. İşte burada Dr. Nesrin Yetkin ve ekibi devreye giriyor. “Hemen her toplantıda, bedensel cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yönelim konularında doğru bilgilendirme yapılıyor. Bunun dışında gündemi, katılımcıların soruları, gereksinimleri belirliyor. Hemen her toplantıda yeni katılımlar oluyor. İlk geldiklerinde daha çekingen, sıkıntılı, konuşmaya isteksiz oluyorlar. Konuşmalar ilerledikçe ilgilerini, meraklarını, bilgi edindikçe rahatladıklarını gözlüyoruz. Hemen hepsinde kaygı azalması belirginleşiyor. Sürekli gelenler, başka aileleri rahatlatır oldular. Ama LGBTT bireylerin hayatlarını zorlaştıran ne kadar çok konu varsa, ailelerinin de o kadar farklı alanda kaygıları var. Ben her toplantıdan yararlı bir iş yapma duygusuyla ayrılıyorum”.
İlk zamanlarda bir iki aile derken şimdi toplantılara ve yemeklere 50 kadar aile geliyor. Ve tabii ki yenilerine de açıklar. Çocuğu eşcinsel olan ailelere yalnız değilsiniz ve yalnızca sizin başınıza gelmiyor demek için. Hatta mesele bir tek Türkiye’ye de özel değil. LAMBDA’dan Metehan “Süreç hiç farklı değil. İtalya’da bir eşcinsel geldi konferansa. Ailesinden kaçmış. Bir yıl nişanlı kalmış, sonra bu duyguyu fark ettim diyor, ayrılmış. Eşcinselliğini kabul etmiş ve bir gün babası sıkıştırmış, çocuk da inkâr etmemiş. Ardından hakaretler, küfürler vs. Banyoya gitmiş çocuk, babası arkasından gelip duş perdesiyle öldürmeye çalışmış” diye anlatıyor. Mehmet ise “Çok İslam’la ilgili değil bu, daha çok kutsal ailenin parçalanmasıyla ilgili” diyor. İşte CETAD’ın toplantılarına giden bu aileler hem ailenin ne demek olduğunu hem de ayrımcılığın ne kadar korkunç bir önyargı olduğunun kanıtı. Gülseren hanım özellikle yardım isteyen ailelerin doğru psikiyatrlara yani CETAD eğitimi almış olanlarına ulaşmalarını tembihliyor.
|
|
Haber Tarihi : 30.06.2009 |
Haber Editörü : nekrofil |
«« GERi
|
Bu haber 153216 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan lezce.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
Evet, doğru psikologu bulmak gerek.
Ortalık homofobik binlerce psikolog ve psikiyatrist ile kaynıyor.
Bazı sersem türk psikiyatristler hala eşcinselliği ilaçla tedavi edeceklerini sanıyorlar. Erkek olmayanlara Viagra verip erkek yapmak gibi geliyor galiba. İşte bu sersem türk psikiyatristlerin hemen hepsinde ne hipokrat yeminine ne de psikiyatrinin, psikolojinin anayasası olan DSM IV kurallarına zerre kadar saygı yoktur. Bu eşcinsel düşmanı tutumları nedeniyle Avrupa yasalarına göre hepsinin meslekten men edilmesi lazım...
Eğer Çapa cinsel araştırmalar merkezi psikolog ve psikiyatristleri eğitmek için bir adım atmışsa, mutlaka bu eğitimi almış olan uzmanı seçmek gerekiyor... Asla diğerlerini değil... Bu uzaman adlarını d a lezce gibi sitelerin duyurmaları gerekir. |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
|