Lezbiyen olduğunu söylersen şu pencereden atlayacağım
Bir anne - kız diyaloğu
33 yaşında bir öğretmenim.
Ve lezbiyenim.
Ülkemizin iyi bir üniversitesinden mezun oldum ve çocuk psikolojisi alanında yüksek lisansımı tamamladım.
Çocuklar ve eğitim üzerine çeşitli araştırmalar yaptım. Şu anda öğretmen olarak çalışıyorum ve dostlarım hariç herkesten cinsel kimliğimi saklıyorum.
Sizden de ismimi gizli tutmanızı rica ediyorum, çünkü 657 sayılı devlet memurlarından biriyim, anında işime son verirler.
Annem, maskulen tavırlarım ve görünüşüm sebebiyle oldum olası benden kuşkulandı ama beni ‘erkek Fatma' diye tabir edilen kızlardan biri olarak değerlendirmeyi tercih etti.
Bir keresinde, ‘Neden hiç erkek arkadaşın yok?' diye sorduğunda, erkeklerden hoşlanmadığımı söyledim.
Bana, ‘Kızım, erkeklerden hoşlanmıyorum deme' dedi, ‘De ki, anne kafama uygun biri çıkmadı...'
Bu söz onu rahatlatacaktı, ben de ‘Tamam anne' dedim, ‘Karşıma öyle biri çıkmadı...'”
* * *
Annemin hayatı, sevgilimin mektuplarını bulunca kaydı.
Eşyalarımı karıştırmış ve sevgilimin bana yazdığı mektupları bulmuş.
‘Bu bir kadın! Bir kadın sana nasıl böyle şeyler yazar? Sen lezbiyen misin yoksa! Nedir bu okuduklarım?' dedi.
Bu sefer kararlıydım, açıklayacaktım...
Tam, ‘Evet anne, ben eşcinselim' diyeceğim anda, ‘Çabuk gerçeği söyle' dedi ve ekledi, ‘Ama şunu bil, lezbiyenim dersen, kendimi şu pencereden aşağı atarım...'
Atar mıydı atmaz mıydı bilmiyorum ama biz 6'ncı katta oturuyoruz.
Ve ben annemi çok seviyorum.
Cesaret edemedim.
Annem, benim gerçeğimle yüzleşemiyordu.
İçten içe biliyordu ama kabul edemiyordu.
Duymak istemiyordu.
Ona duymak istediği şeyi söyledim: ‘Hayır anne, lezbiyen değilim!'
Yine de ağlamaya başladı, ‘Tüm bunlar benim suçum' dedi, ‘Demek ki seni ihmal ettim, ilgisiz bıraktım. Ama merak etme her şeyi telafi edeceğim kızım. Hemen en iyi doktora gidiyoruz, seni tedavi ettireceğim...'
Ne dersin?
Annem de eşcinselliği hastalık olarak görenlerden biriydi...
Üstelik buna yürekten inanıyordu...
Beni gerçekten de bu şehrin en iyi bir doktorlarından birine götürdü. İçeri girdim ve ‘Bakın Doktor Bey, benim sorunum falan yok. Eşcinselim, annem de eski sevgilimin mektuplarını buldu. Bu durumla yüzleşemiyor. Siz bence onu sakinleştirin' dedim. Çok tatlıydı, benimle biraz konuştuktan sonra annemi içeri aldı.
Annem, çıktığında daha da sinirliydi. ‘Bu doktor hiçbir şey bilmiyor, eşcinsellik hastalık değilmiş, yürü kızım başka doktora!' dedi. ‘Anne, ben artık doktora falan gitmiyorum. Sen neye inanmak istiyorsan ona inan' dedim ve eve geldim.
O zamandan beri aramızda gizli bir anlaşma var sanki.
Hayatıma birçok kadın girdi. Annem, hepsini bildi ama hep bilmezlikten geldi. Kim bilir belki de iyileşirim umudu vardı!
Eşcinsellik, hastalık değildir.
Lütfen, bunu, bizim insanımızın kafasına sokun.
Bir de, ‘Erkeklerin ağır travma geçirenleri gay, kadınların da terk edilenleri lezbiyen olurmuş' diyor bazıları. Bu da saçmalık. Ben bu tür şeyler yaşamadım. Mutlu bir çocukluk geçirdim. Hiçbir zaman erkek olmayı, cinsiyet değiştirmeyi filan da düşünmedim. Ben böyle mutluyum, birlikte olduğum kadınlar da bundan memnun.
Lütfen yazılarınızda eşcinsellikten söz ederken, lezbiyenleri es geçmeyin.
Arzu ettiğiniz takdirde, bu konuda merak ettiğiniz sorulara cevap verebilirim.
(Ela)
Ela, çok isterim. İnşallah, önümüzdeki günlerde haberleşiriz. Ben de insanların, eşcinselliğin hastalık olmadığını anlamalarını istiyorum. Ama önce, sapıklık olmadığını anlamaları gerekiyor. Yarısı sapıklık, yarısı hastalık olarak değerlendiriyor. Böyle bir ülke burası. Sevgiler.
|
|
Haber Tarihi : 09.07.2009 |
Haber Editörü : nekrofil |
«« GERi
|
Bu haber 159735 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan lezce.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
anne olmak başka bir duygudur.korumaklı olma açısındansa kızımın bir erkek arkadaşı olmasındansa onun bir kız arkadaşı olmasını tercih edecek kadar mantıklı vede yürekliyim.bende anneme yaşadığım bazı şeylerden bahsetmek zorunda kaldım.annem yaşadıklarımın çocuk evciliğne benzediğini düşünüyordu.ciddiye almayacak kadar lezbiyenlikden habersizdi.yaşım ilerledikçe tercihim değişmiyordu.sonuçta annnem tehdit ve analık hakkını kullanarak teyzemin oğluyla evlendirdi beni bisex yapmış oldu...9 yıllık evlilikde 8 yıl saklı kız arkadaşlarımla kaçamak aşklarım oldu.ama bir gün aşk acısı çekerken ona bunu söylemem gerekti çünkü bir erkek için bil eçekilmeyen bunalımlı bir acıdaydım.eşime herşeyi anlatıp bir müddet kızarkadaşımla yaşamak istediğimi söyledim.bunu anlaması çok zor oldu.ama yinede buna izin verdi.şimdi eşimde kız arkadaşımı biliyor,annemde.
olan bana olmuş oldu madem kabul edecektin anne,neden benim çift yönelime ittin.bilmiyorum.belkide onun için doğru olnaı buydu.ama bisexim derken tek erkek eşim başka bir ilgim hala erkeklere yok.hala ben aynı kader,aynı aşkla hala lezbiyenim..sonuna kadarda kendimi savunurum.bunu öğretmen arkadaşımızada tavsiye ederim.ben geçte olsa kendimi kabul etdirdim.hiç bir sapkınlık olmadan.annemle evet eskisi gibiyiz.yinede ondaki kırık bakışlar gözümden kaçmıyor.bende bir kere geldim hayata.bu hastalık değil yaşam tarzım. |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Okurken ne kadar üzüldüğüm yorumlarla karşılaşıyorum ve hemcinsimizi anlamaktan, anlamaya çalışmaktan acizliklerimizi!..Hetero arkadaşlarımızın bile bizi anlamak gibi zorlandığı bir gizem havasına soktuğumuz hallerimizi göz ardı edip,aile lerimizin asıl kimliğimizi anlayışla karşılamasını beklemek çok doğal mı sizce?Bende 5 kız kardeşim.4 ablam evli ve hetero tek içlerinde eşcinsel ben çıkmışım.Bir yorumda! `` Anneler kız bebeklerini bağırlarına bastırıp süt veriyorlar. Sevip okşuyorlar. O sırada bebek kadın teninin kokusunu alıyor, kadın dokunuşunun tadına varıyor ve yetişkin olduğunda da ömrü boyunca bir kadına sarılmayı ve tenini koklamayı istiyor. ( Biz buna aşk deriz ). `` ne kadar iğrenç ve insanlık dışı bir yorum..bu dünyanın en saf ve en temiz yaşanılanları( anne evlat ilişkisi) bile cinsel kimliğe vurgulamışsınız ya helal olsun..Böyle bir zihniyette,örnek olacağımız bizden sonra ki eşcinsel nesile neler verebileceğiz çok merak konusu açıkçası..
|
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Lezbiyen olmamızın annemizin memesini emmemizle alakalı bir durum olduğunu kesinlikle düşünmüyorum ! Öyle olmuş olsaydı eğer; dünya üzerindeki bütün kadınlar lezbiyen olurdu... ve erkeklerde gay olmazdı ! onlarda meme emiyor çünkü :D saçmalık ! herseye inanmayın lütfen ... |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
femina okuduğun deli foryt`un anlatmak istediklerini nasıl lezbiyenliğe bağladın tebrik ederim :))
Fairbairn, küçük ama etkili bir revizyonda bulundu: Ona göre oral aşamanın ilk evresinde bebek için yalnızca meme, ikinci evrede ise memesi olan anne vardı. Birinci aşamada saplanıp kalanlar, insanlarla gerçekçi ilişkiler kuramamak gibi şizoid özellikler göstermekteydi. Winnicott ise Oyun ve Gerçeklik isimli eserinde ``meme``nin bir jargon olduğunu ve nesne ilişkileri ile kastedilenin anne ile çocuk arasındaki bütün ilişkiler olduğunu belirtiyordu. :)))))
|
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
33 yaşında bir öğretmenim
Hannie bu ayrıntıyı atlamış sanırım. Ela bir öğretmen. Ve malum aile hukukunun üstünlüğünü bozacak yıkacak yapıda bir insan:) |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Haberi ilk önce okudum ardından da bir lezbiyen gözüyle anlamaya çalıştım. Çocuğunun eşcinsel olduğunu öğrenen yada hisseden bir annenin verdiği tepki çok normal bir tepki. Ancak bunu kalkıpta yorumlayan arkadaşlar cinselliğin daha meme emerken başladığını öne sürüyorlar.Olayları ve konuları tam olarak bilmeden ve tanımlamalara hakim olmadan yorum yapmak çok yanlış ve gereksiz. Cinsel şiddet ve evlilik içi tecavüz diye adlandırılan eşlerden birinin cinsel ilişkiyi kabul etmeme olayını bir annenin kızının lezbiyen olması sebebiyle kendini suçlamasına bağlayan yorum yapan arkadaşımızın yazısını üzülerek okudum. Bilmiyorsak lütfen yazmayalım.Ve insanları gereksiz yere yargılamayalım.herkes eşcinsel doğar diye bir genelleme yapmak gerçeğe aykırı ve yanlıştır.
Başka bir dünya mümkün ve o dünyada eşcinsellerde var, heterolarda,transeksüellerde,travestilerde... |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Allahtan aile açısından ben çok rahatım.. benimkiler de şaşırdı ama üstünde pek durmadılar.. bazen en büyük ablama sana gelin getireceğim abla diyorum tövbe estağfurullah diyerek tesbih çeker, yiğenler ise gülerler.. ama eski sevgilimin ailesi sevgilime baskı yapardı babası emniyet müdürüydü ve psikologlara, doktorlara götürdüler sonuç alamadılar neyseki biseksüeldi ve evlensin diye baskı gördü sonuç olarak ta evlendi.. bu arada Ela devlet memurusun.. polis, asker, öğretmen olmadığın sürece diğer kamu kuruluşlarında atılman söz konusu olamaz çünkü özel hayatına giriyor ve 657 sayılı devlet memurları kanununu iyice okuyup, hukukçulara danışmanı tavsiye ederim..normal yoldan bile bir devlet memurunun atılması için en ağır ceza işlemesi, rüşvet, iş yerinde taciz, pkk gibi örgütlere katılmadığın, katil olmadığın sürece atılman söz konusu olamaz.. ki bunlar için de soruşturmadan geçersin, disiplin cezası alırsın..bakanların imza onayı sonrası atılabilirsin..hayatın da da mutluluklar dilerim.. |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Femina`nın diğer söylediklerine katılmasam da, süt emmek ve anne-bebek ilişkisi hakkında söylediklerinde doğruluk var. Yani tensel ve duygusal yönü de var, sadece karnını doyurmaktan ibaret değil. Hayata bağlanmak, güvende hissetmek, varlığını onaylamak, ilk aylarımızda yaşamamız gereken bu çok mühim şeyleri süt emme olayı bir arada sunar. Çok yoğun bir ilişkidir bu. |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Femina`nın yorumuna gülmeden geçemeyeceğim. Ela`yı gayet iyi tanıyan biriyim çünkü. Annesi de son derece iyi bir eğitim almış öyle tecavüze falan uğramış biri de değildir. Tam tersine erkek arkadaş olayına gayet sıcak bakan biridir. Kişileri tanımadan etmeden ahkam kesme derim sadece. |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Butun uzmanlar deıl,psıkanalızın babası freud bu tezı one surer ve bek cok krıtıkte alternatıf tezler vardır,kanıtlanmıstır.
Neye ınanmak ıstersenız ona ınanırsınız.Bilimi dogmadan ayıran elestırı ve nesnellıktır.ofke, objektıflıge dogrulmus bır namludur. Ve rahatsız olsanız da foruma dondu burası dıye, pek yanlıs deıl bu konuda..kısısel ıtıraf yorumlarından kıymetlı bır forum olmus. |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
ALLAH ALLAH çok şaşırdım arkadaşın yazdıgına tabiki asla karışamam onun fikirlerine ama şimdi düşündüm biz 5 kız kardeşiz ve annem hepimizi aynı şekilde bagrına basıp süt içirdi ama 4 tane ablam çok çok normal ve evliler ben neden lezbiyen oldum onu anlamıyorum...ilk kıza aşık oldugumda ilk okul 5.ci sınıfa gidiyodum hemde deliler gibi aşık olmuştum kendi kendime bile demiştim fatma noluyo sana böyle ya demiştim..kızın evinin önünden ayrılmıyodum sınıfta görmek gözlerimi doyurmuyodu çünkü...bence bu başka bişey süt içmekle bagrına basılmakla alakalı bişey degil..öyle olsaydı aynı memeden 4 ablamda içti bende..peki ben neden aralarından seçildim? |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Bu tarz Yazılarin Konulari ve yorumlari için Sitemizin Forum bölümüne de Göz Atabilirsiniz. |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Burada gazetelere yorum yazıyoruz. İsteyen kendi yorumunu yazar. Yoruma yorum yazılmaz. Hele isim belirtilerek hiç yazılmaz. Sözlerimin altı boş değil, çok kuvvetli bir temeli var. Anlamayan ya da benimle tartışmak isteyen özelime yazar. Burada bir habere birden fazla cevap yazmak hoşuma gitmiyor.
( Bütün uzamanlar bilir ki ilk cinsellik süt emerken başlar... ) |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Aşırı feminist bir yorum olmuş Femina.. =) Neticede bu bir cinsel yönelim. Herkesin cinsel yönelimi farklı olabilir. Neden bütün kadınlar lezbiyendir diye bir sav üretelim ki? Diğer taraftan bakarsak o zaman gey bir erkek olmamalı bütün erkekler heteroseksüel olmalı. Nasılsa onlar da annelerine aşıklar değil mi? Heteroseksistlerden pek hazzetmem ama sanırım bu yorum için bir de homoseksist diye bir kavram yaratmak lazım. Homoseksistlerden de hazzetmiyormuşum.. =)) |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
öğretmen hanımı çok takdir ettim gayet cesurca yazmış... ve aslında hepimizin derdini dile getirmiş...miş gibi yaşamak durumunu |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
Bu yazı özel bir yazışma mı bir yerde mi yayınlandı anlayamadım. Ama eğer Ela bana yazmış olsaydı ona derdim ki; ``Evet, senin lezbiyen olmanda annenin payı var``
Sonra devam ederdim : `` Anneler kız bebeklerini bağırlarına bastırıp süt veriyorlar. Sevip okşuyorlar. O sırada bebek kadın teninin kokusunu alıyor, kadın dokunuşunun tadına varıyor ve yetişkin olduğunda da ömrü boyunca bir kadına sarılmayı ve tenini koklamayı istiyor. ( Biz buna aşk deriz ). ``
``Kısacası lezbiyenlik bir kadın için en doğal yaşam biçimidir. Ancak erkek devletler, erkek egemen hukuk sistemleri ve erkek dinler kadın vaziyeti anlamasın, kendisinin erkeklere hizmet için yaratıldığını sansın diye milyonlarca şeytani taktikle kadını erkekten başka alternatifi olmadığına inandırıyorlar. Heteroseksüellik böyle devam etmektedir.``
Özet olarak: ``Bütün kadınlar lezbiyendir. Ela, senin annen de lezbiyendir ama kadıncağız çok ezilmiş ve alternatifsiz kalmış. Üreme adı altında defalarca tecavüze uğramış, bunu erkeklerin hakkı sanmış. Sor ona tek bir kere aşkla öpüşen iki kadın görmüş mü?``
Ela ve Ela gibi olanlara önerim, annelerinizi takmayın kafanıza, onlar hizmetçiliği fedakarlık, bencilliği çocuklarını düşünmek sanırlar... |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
|
|