Lezbiyen sevişmesini izleyenler anlattı
Şükran Moral'ın "Amemus" performansı sanat gündeminin ilk sırasına oturdu.
Sanatçının, kırmızı bir yatakta kadın partneriyle birlikte 20 dakika kadar seviştiği performansını, galeride bulunan izleyiciler değerlendirdi. "Bu bir sanat mıdır, tartışılır?" diyen de var, çok düz bulduğunu söyleyen de... Ama hemen herkesin birleştiği bir nokta var: Çok cesur bir performanstı... İşte görüşler...
'Sınırları zorlamış'
Veysel Uğurlu (Kâzım Taşkent Sanat Galerisi Müdürü): Türkiye için yeni, değişik. Şükran Moral genelde sınırları zorlayan, çizgi dışı bir sanatçı. Sadece Türkiye'de değil, İtalya'da da sınırları zorlamış. Zaman içinde toplumun birçok şeye alışması lazım diye düşünüyorum. Performansın içinde sanatçının olması çok önemli.
'Sanatsal amaç anlaşılmadı'
İnci Aksoy (EKAV Yönetim Kurulu Başkanı): Öncelikle biraz cesur bir performanstı. Yalnız burada estetiksel ilişki nedir, performansı sanat yapan? Bu net anlaşılmadı, öncesinde veya sonrasında performansı anlatan bir alt metin sunulsaydı sanatsal amaç daha net anlaşılırdı.
'Ben bunu yapamazdım'
Ayşegül Sağbaş (Sanatçı): Bu dönemde bir kadının böyle bir performans yapması çok cesurca. Moral'ı ve galeriyi tebrik etmek gerek. Türkiye'de böyle bir performansın ilk olarak bir erkekten geleceğini düşünüyordum. Bunu Moral dışında başka bir kadın yapamazdı. Ben de bir sanatçıyım ve böyle bir şey yapamazdım. Çok ilginçti.
'20 kat şiirsel sarsabilirdi'
Fırat Demir (Plastik sanatlar eleştirmeni): Moral güncel sanatın Courtney Love'ıdır. "Amemus" çok net bir performanstı. Porno diyemeyiz, çünkü pornodaki aşırılık yok. Planlanmamış performans diyemeyiz, çünkü planlanmış ve bizi röntgenci durumuna düşürme amacı var. Moral bir şeyleri açıkça göstermeyi severdi ama her zaman yanında ek anlamlar getirirdi. Amemus'u düz buldum. Düz tehlikeli bir kelime, çünkü düz olmasıyla bir yanıyla çok başarılı, bir yanıyla kelimenin diğer anlamıyla da düz. Türkiye için çok yeni bu deneyim ama ben Moral'ın bu sarsıcılığı, 10 - 20 katı daha şiirsel ve güzel bir dille yapabileceğini düşünüyorum.
'Bu sanat mıdır, o tartışılır'
Ceri Benardete (Koleksiyoner): Bu iş dünyada birkaç kere yapılmış. Türkiye için yeni, cesaret isteyen bir şey. Şükran Moral uçuk bir sanatçı olduğu için bunları yapma cesaretini bulabiliyor. Seyircilerin bir kısmı yarısında çekti gitti, çoğunlukla kadın seyirciler. Bu sanat mıdır, değil midir; insanların karakterine, görüşlerine göre tartışılacak bir konudur.
Moral: Cinsellik önemli bir tabu
Şükran Moral'ın, "Amemus" adlı performansıyla ilgili değerlendirmesi şöyle:
"20. yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadar gelen süreç, insan bedeni ile ilgili politikaların ele alındığı performans sanatı ve türevlerinin örnekleri ile dolu. Bu, Marina Abramovic, Tracey Emin gibi isimlerin de yer aldığı bir süreç ve temelinde 1960'ların hippi hareketi, cinsel özgürlük mücadeleleri ve feminist hareketlerin başkaldırıları yer alıyor. Bu bile başlı başına politik bir gösterge ve bu gösterge, iktidarların bedenler üzerinde kurduğu hegemonyanın varlığının belirtisidir: Bedeni kontrol altına almak ve arzu ettiği şekli vermek.
'Sevişme sanatsaldır'
Bugüne kadarki tüm performanslarımda hep "tabularla" bir derdim oldu. Düşünceleri saf aklın yerine, eylemdeki bedenin özgürleştireceğine inanıyorum. Bu noktada önemli tabulardan birisi "cinsellik". Cinsellik, iktidarların "yasakladığı" alanların başında yer alıyor. Örtük olarak masa altına süpürülen "heteroseksüel" ilişkilerin varlığının yanında, yüz çevrilen "gay/lezbiyen" ilişkilerin normal dışı olarak kodlanması da dikkat çekmek istediğim önemli bir konu.
Bu performanstaki "sevişme", sanatsal bir eylemdir. İzleyiciler (bakanlar) ise bu sanat etkinliğinin pasif konumdaki okuyucularıdır; ve bu bağlamda etkinlik bir "cinsel gösteri" değil, bir "ahlak" sorununun ele alınmasıdır. Yoksa, seks asli olarak yaşamsal bir gerçeklik. Belki de çalışmada sorgulanabilecek olan, galerideki "sanatın" yeryüzüne inmesi ya da bir gündelik olgu olarak cinselliğin "sanatın fildişi kulesine" çıkması çizgisindeki "sınır ihlali"nin olup olmadığıdır".
Galeri yetkilileri de, sanatçının ifade özgürlüğüne her zaman öncelik verdiklerini belirtti
Kaynak: Milliyet
|
|
Haber Tarihi : 06.12.2010 |
Haber Editörü : Dersuyolf |
«« GERi
|
Bu haber 161684 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan lezce.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
Açıkçası yetişme/yetiştirilme tarzımız algılarımızı etkiliyor elbette. Dolayısıyla bunu sanat olarak görmektense müstehcenlik olarak algılama ihtimalimiz daha yüksek. Sanatçı tabii ki topluma uyum sağlamak zorunda değil; tabii ki topluma farklı bakış açıları getirecek. Bu noktada belki gelecek kuşakların yetişme/yetiştirilme tarzı bizlerden farklı olacak. Belki bir gün gerçekten hakikaten insan özgür olacak; bir şeyleri toplum direttiği için değil kendisi seçtiği için yapacak. Belki... bir gün... |
Yazan: Lezce Üyesi
|
|
|