Sokaklarda mıydınız? Sloganlarınız yeri göğü inletti mi Mayıs’ın ilk saatleri? Ve siz kimlerdendiniz? Tek yürek, gönlü geniş, ya da kamufle… Tek başına, omuz omuza, ya da seyirci… Olmak istediğiniz yerde miydiniz? Olmanız gereken mi? Ezilenle miydiniz? Bir sürüye dizilenle mi? En önemlisi, öndeki misiniz, öteki mi?
Daha önceden çokça dile getirilmiş ‘öteki’ olmaktı bildiğimiz. Kendimizi keşfettiğimiz malum genç, güzel yıllarda kendimize ‘öteki’ymiş gibi aynalarda bakışlarımız. Bir sigara yakıp, ben ne yapıyorum, neden böyle hissediyorum? Normal(!) mi tüm bunlar? Olması gereken, öğüt verilen, alışılagelen, beslenen, anlatılan, görünen bu değildi.
Doğaya karşı mı geliyorduk? Günaha mı giriyorduk? Geri adımlar attığımız, benzerlerim var mıdır diye gözümüzü, gönlümüzü dört açtığımız zamanlarda kendimize adil, hoşgörülü, dost muyduk?
Aslında zorluğu çok farklı değildi. Şimdi sizi yargılayıp anlamayanlar da anlamama hakkını üçüncü taraf olarak resmi, edepli, normal!, olması gereken gibi, geleneğiyle göreneğiyle, sevabıyla anlamıyorlar. İşte bu da normal… Epey normal. Önce bunu idrak edelim. Kendimiz yeterince ‘öteki’ iken, sabredelim. Bilgimiz olmadan fikrimiz, cesaretimiz olmadan kavgamız, hoşgörümüz olmadan saygımız olamayacağını görmeliyiz gökkuşağının altında.
Yaşadığımız toprakların üstüne inşa edilmiş kanunlar, toplumsal kurallar ve baskılar her adımda, her durumda, her mekanda yakamıza yapışıyor. Yapışmasa da üstümüze bir sis gibi çöküp bizi kendimiz olmaktan uzaklaştıran yükler var.
Sadece burada mı var? Bu baskıyı yeryüzünün her yerinde yerçekimi misali eşit mi hissederiz? Yoksa bizim durumumuz herkesten fena mı?
Yine dönüp dolaşıp aynı sulara geldim. Gökkuşağının altında bize gereken eğitim, bilgi, cesaret, dürüstlük, çaba olmadıkça isterseniz Hollanda’ya, ya da daha uzağa Kanada’ya gidin.
Sizi renkli bulurlar, sizi farklı bulurlar, sizi eğlenceli bulurlar, sizi seksi bulurlar. Morfininizi aldığınıza göre, kendinizi birinci sınıf hissedersiniz. Çok güzel bir uyuşturucudur, hoşa gitmek. Maskot olmaktan öteye geçmekse çok farklıdır. Önce insan, sonra kadın, sonra eşcinsel olmalı. Önce insanlığı, sonra ruhumuzun doğuştan gelen estetiğini, sonra farklılığımızı giyinmeliyiz.
Güçlü olduğunuzda ‘öteki’ olmazsınız. Bayramlar, ‘bayram’ olur. İlişkiler normal(!) Güçlü olduğunuzda ‘ötekileştirmek’ kolaydır.
Güç şimdi kimde, anladınız sanıyorum. Her zamanki gibi güç, gücü maddesinden üreyen ‘en güçlü’ ye biat eden ‘çoğunluk’ ta.
Çoğunluk olmayı unut! Sen farklısın. Hep daha ‘az’ olacaksın. Sürüye dahil olmayacaksın. Sürü haline gelmeyi de bırak. Önce kendi başına bir ‘şey’ ol. Herhangi bir şey. Doğasever ol mesela, doktor ol, kendi söküğünü de dikme mecburiyetinde bir terzi ol.
Bu satırları yazan, bu satırları okuyan ol. Dünya ne tarafa dönüyor, kim döndürüyor farkında ol. Güçlü ol. Kral sen ol!
Gece DEMİR
|