Bazen kafatasımı zorlayıp beynimin en derin çukurlarından kopup gelen sağanak halinde dilime düşen sorular, eleştiriler, küfürler oluyor... Çevremde şahit olduğum ve bizzat kendime söylenmiş olan cümleler bana binlerce soru işaretleri ve aynı zamanda kendimde saklı binlerce cevaplar sundu. Şimdi ilk olarak ele almak istediğim konu eşcinsel olmak, bir heteroseksüel insan için ne anlama gelir. Dinsel anlamda günaha girmiş, toplumsal anlamda ayıp, ilişkilerimizin anlamında sapık, sapkın anlamına gelir, çoğunlukla. Bunu yargılamak değildir belki de kafalarındaki, ama düzcinsel oldukları için daha sığ bakıyorlar bu tarz yaşanmışlıklara. Tabi ki bu denli bakmalarının en alt yapısında sunamadığımız dile getirmekte yasaklandığımız aşk hikayelerimiz saklı. Şu an milyonlarca yazılamayan yaşanmış bir çok hikayelerimiz var. Heteroseksüel olan kişide haklı olarak neyi , nasıl olduğunu görebildiği hazne sadece gözleyebildikleri kadarı. Oysa Tarkovski ‘nin dediği gibi bir kez olsun aynı şeyleri hissetmeyi başarabilen iki insan ,birbirlerini hep anlayacaktır.Birbirini anlayan iki insan her daim aşkı tadıyor ise bunun sınırı, sıfatı, cinsiyeti olabilir mi?
Elimde bir fırsat olsa alıp tüm heteroseksüel insanlara diyebilsem şöyle;
Ulen bizim üstümüze öpücükler, koşarak düşmedi hiçbir zaman. Kalbimiz yırtılarak, aklımızı oynatarak,sabrımızı çatlatarak sevdik. Keza sevildik (belki)…Yahu biz de ihya olduk aşkı bulunca başımız göğe erdi :) Kayıp gidince de karanlık dipsiz kuyulara biz de düştük.Ya hep sevda sözcüklerimiz ellerimizde kaldı ,örselendi, yutkunduk, aşikar edemedik bağıra, çağıra. Ya da hiç azad edilmedi yaşama hakkı sevdalarımızın, görünür kılınamadık kem gözlere. Aşk dediğin görünür olmalı, yasakları baz alınmış şekilde kaçamak yaşanmamalı. Tamam göze sokulur derecesinde degil, lakin serbest kılınmalı, aşk dedıgın bıraz belli olmalı. (olamadı). Görülmek ve bu tarafı hep ihlal edilen, aşktı bizimkisi. Kimi zaman ilk bizim cinsel kimliğimizi duyan bir heteroseksüel arkadaşımızın sorularına verebilecek cevaplarımız içimizde kaldı.__Siz aşık olduğunuzu nasıl anlıyorsunuz.?Acı ama gerçek sevebilme ihtimallerimizin sınırını aştık kimi zaman. Bir heteroya da kapıldık ama uygunsuz olan iki farklı kişi idik ilk düşlediğimizde. Aşık olmayı anlatamadık, ama beni kalp eden,asıl eden, nakşeden, incelten, beni dört başı mamur eden, sultan eden, karun eden,çoğaltan, onsuz hayatımda bulamadığım ve bulamadığımı fark bile edemediğim her ne varsa onu tanıyınca öğrendim,yaşadım, bildim,diyebilmekti aşk.
Bu aşkın bir de yemede yanında yat olan ayrılık senfonilerimiz var tabi ki :)
Bu konu ne kadar konuşulması,anlatılması zor olsa da yaşanılması imkansız olamayan duyguların, ters,ayrı halidir. Her ilişkinin sonucu olur mu oda başka bir konuda iyice indirgeyerek konuşuruz :) Bunu her cinsel kimliği farklı olan insanlar kendilerince ağır yaşarlar ama bizde daha da farklıdır. Seni her şekilde eşsiz, sınırca ve tüm tabulara inat harikulade keyifle seven birini kaybetmek. Bizde ki aşkın başlaması içinde büyük rauntlar olurken bitmesinde çıkan son raunt yıkıcı olur ve maçı kaybettirir. Hayatımızın tüm rengini mateme dönüştürür. Onla öğrendiğimiz teslimiyeti, adanmayı, varlığında da sevip yokluğunda da var etmeyi. Onla bitip tamamen yok olduğunun, verdiği derin boşluğu başka birinin kapatamayacağı kuyuyu, ne olsa doldurabilirdi ki o an. Bunu bu denli duyguları taaa içinde çok derin en önemli köşende yaşadıkça anlatamaman anlaşılamaman ise acı ama gerçek ne lanet bir durum değil mi? Sorarım heteroseksüel arkadaşlarım, bizde derin kaygılar korkular varken başlanan delice gönül nöbetlerinde, biten son cümle ile ayrı kalan, kaldırım başlarında tek başımıza durmak sizce ne denli acıyı anımsatır ve anlaşılmamızı sağlar.Acı ama gerçek olan yaşadıklarımızı kendi içimizde yaşatıp öldürmeye maruz kalmamızdır.
Uzun kurduğum anlatımımın kısacası, acı ama gerçek müebbet olan susturulmuş hislerimizdir aslında…
Dilediğimizce yaşamak, özgürce olmak umudu ile…
Sevgiler…
Özgür KELEBEK
|