Başım ağrıyor, her zaman ki gibi…
Zaten hep ağrır benim başım, bilirsin. Cebimde leblebi niyetine ağrı kesici taşırım, kimseye tavsiye etmem orası ayrı. Hani ot çöp kaynatırdın ya o anlarda, hani elinde patates dilimleri arkamdan koştururdun, “Aşkım bak bir kere bağlasan iyi olcak başın!” Bir kere bile bağlamadım ya, ona yanarım…
Hırçınım, her zaman ki gibi…
Yalan söyleyene, yüksek perdeden konuşana. Haybeden sallayana, atana, tutana.. Ama en çok da sana! En kıymetlimiz en üzmememiz gereken iken, insanın sevdiğine nazı geçermiş silahıyla vururuz ya hep sevdiklerimizi. Biliyorum, içimden 10 ‘a kadar saymayı denesem, daha aza inecek, belki de geçecekti, senin deyiminle “Süt köpüğü” öfkem. Bir kere bile saymadım ya, ona yanarım…
Özlüyorum, her zaman ki gibi…
Babamın mavi gözlerini, annemin evrene ait kalbini. Anne, baba, sevgili. Teki ya da hepsi. Düşünüyorum da, sende en çok annemi görüyordum, ne kadar inkar etsem de. Sıcak, korunaklı ve şefkatli. Bazen yanıma oturduğunda başımı dizine ne çok koyasım gelirdi. Bir kere bile koymadım ya, ona yanarım…
Bekliyorum, her zaman ki gibi…
Beklediğim bir şeyler hep olmuştur zaten. Mesela kırmızı çarşambayı beklerim ben. Sonra kırmızı kar yağmasını. Güneşin aynı anda hem doğudan hem batıdan doğmasını. Ayın yere düşüp paramparça olmasını. Ancak o zaman unuturum seni demişti, ortaokuldayken anı defterime yazan bir arkadaşım, ona bu kalbim kadar temiz sayfada yer ayırdığım için teşekkür ederek.. Hep yazmak isterdin o defterlerimden birine. Bir kere bile izin vermedim ya, ona yanarım…
Yalnızım, her zaman ki gibi…
Kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar misali. Kalabalıkların ortasında, caddelerin kıyısında. Arkadaş eğlencesinde, aile gezmesinde. Bir sinema çıkışında ya da alışveriş kuyruğunda. Yüreğinle baş başa kaldığında ya da başını yastığa koyduğunda.. “Kendini yalnız hissedersen elini kalbinin üzerine koy, ben ordayım.” derdin ya hep.. Bir kere bile koymadım ya, ona yanarım…
Sevdalıyım, her zaman ki gibi…
Sevdalarım bitmez ki benim, bitmeyecek de.. Girit ‘e sevdalıyım mesela, Heraklion ‘a.. Sonra kız kulesine sevdalıyım ki, ona olan aşkımı yeryüzünde duymayan kalmamıştır her halde.. Hani sorardın ya hep “Beni ne kadar seviyorsun?” diye, hani “Çok kadar!” derdim de gülerdik. Bir kere bile kız kulesi kadar diyemedim ya, ona yanarım...
HAMİŞ : Üşenmeyin, ertelemeyin, vazgeçmeyin!
Look in to my eyes, you will see (Gözlerimin içine bak, göreceksin)
What you mean to me (Benim için ne ifade ettiğini)
demiş Bryan Adams, ne de güzel söylemiş. İngilizce bilmeyenleri de hesaba katalım ve daha fazlasını duymak isteyenlere Türkçe alt yazılısını yollayalım..
Bryan Adams - Everything I Do
http://www.timsah.com/Bryan-Adams-Everything-I-Do-Turkce-Altyazili/dd0TPBZIw53
Işık ve Sevgiyle
Bilge ADAM