Bazen hayallerimizi elde etmek için savaşırız. Çok istemekten ziyade gerçekleşmesi zor olur, diye düşünürüz. Bir şeyi çok istemek engel doğurur kendi içinde, ne zaman kelimeler geçse umutsuzluğuna ait, tıkanır konuşamazsın adeta. Tüm kelimeler anlamlarını yitirir. Nedir hayat? Nedir senin için deniz kıyısı? Huzur mu, dağın tepesi, nefes mi? Mutluluk nerde, kaybettiğin hangi dönemeçte, hangi kapıda, hangi rafta tozlanmaya bıraktın umutlarını. Kimin kokusu var üzerinde. Senin kokun ne zaman bu kadar yitirdi benliğini, neyi kaybettin sen? Arama, dolaşma, çabalama, bulamazsın sevgiyi, ancak dışına baktığında fark edersin karşındakini.
Bazen bir şeyler değişir ve bir daha asla eskisi gibi olmaz hayat bu der; devam ederiz. Önemli olan hayat bu dedikten sonra o eskiye bakmadan devam etmektir. Ama şu var ki; belli bir noktada fark etmek zorundasın ki bazı insanlar kalbinde kalabilir hayatında kalmaz. Bazı olaylar izlerini silmez ama hayat yeni bir iz çizecek kadar uzundur. Bizler bazen küçük değişiklikleri erken fark edemiyoruz, o yüzden büyük değişimlere alışmak umutsuzluk getiriyor içimize.
Ama yeni bir umudun eski umutsuzluklarınızın tadını değiştireceğini görmek gerekir, en başında.
Kendimizin yaşantısında (aşklarımızda, ayrılıklarımızda, iş hayatımızda, farklı diğer yaşanmışlıklarımızda) birçok olumsuz, üzücü ve kırıcı, durumlar yaşamamız istek ve inancımızı yok etmeye yarıyor. Neden her istediğimiz ya da o beklediğimiz kız bizim olmuyor diyoruz. Bende mi eksiklik ya da karşı tarafın kalbi mi? dolu. İşimizde ise her dakika bir stres, kaybetme, başarısızlık korkusu. Buğun neyi atladım? Ya da neden çalışmak istemiyorum. Birde o kızdan dolayı:) taktığımız umutsuzluk ve inançsızlık varsa o gün için yemek yememiz de ve işe karşı oranımızda biter.
Aslında inançlarımızı değiştirdiğimizde, davranışlarımızı da kendimize olan olumsuz vs durumları değiştirebileceğinizi biliyorsunuz. Değişimin size karşı zarar verebileceğine inanabilir bu inancınıza karşı çıkabilirsiniz. Ya da yeni bir kız bulmanın:) değişimi kabullenmenizi sağlayacağına inanabilirsiniz. Kolay değil; bu dediklerim biliyorum. Hele konu aşk ise söze ne hacet yaşatmak ve yaşamak yeterlidir zaten.
Kulağıma aşk denince birden şu sözler geldi; O karda, o soğukta, bir taş yapıda sadece odunla ısınırdı ruhum. Buz şehrin, yumuşacık yüreğini bir tutardı avuçlarım. Canın yandığı zaman diline düşer kelimeler. Çünkü her insan şairdir, kendi hayatının şiirini yazar, bir ömür. Hayat sen bu şiirleri yazma diye bazen kalemini kırar. Hiç kimse saf haliyle kalmıyor hayatta sürekli bir şeyler karışıyor sana. Özünü kaybediyorsun, sonra inandırmak zor oluyor mutluluğa. Kandırmaya çalışılan mutluluk kabul etmiyor bile yalan sevmeleri. Hangi parçamız kaybolan, bulamıyoruz. Aslında insanlar çalıyor ruhundan, gelecek sevgileri.
İşte bu yüzden çalınacak her konuda benliğimizi kaybetmemek lazım.
Hayat bizler için bahsedilen masallardan ibaret değil. Hayatın içinde yaşamak ve hayatı yaşatmak sadece değişmekten gelir. Kötüye iyi olmak gerekir bazen. Her daim biliyoruz ki iyi giden bir yerde kesilir. Ama yeni gelecek olan iyiyi beklemek en güzel şeydir. Zordur beklemek. Gelen hele ki iyi ise alışmak korkutur bizi.
Ama kaybedilen onca kötü şey bizim elimizde miydi? Sanki. Sonucunun kötü olacağını nerden bilebilirdik ki.
Bazen hayatta bir şeyleri göze alıp yoluna düşüyoruz vakit geldiğinde dönmek koyuyor insana. Bu hayat, bu insanlar çok şey kaybettirdi bana, ne acı oysa bütün gücünü harcıyorsun hep boşa mı? Kürek sallıyorsun. Kendimiz için yaşamayı sanırım öğrenemedik bu hayatta.
Aslında fareler gibi olmalıyız peynirimiz bitince yeni peynir aramalıyız. Bitti, gitti diye üzülmeden hayvan gibi sadece yemek bulmak için savaşmalıyız. Her üzüntümüz bize zaman kaybettirir, yeni mutluluklarımızda. Oysa her yeni umut zaman kazandırır artısı ile. Çok üzülmememize denk düşer kendi içimizde.
Siz yeter ki isteyin, bütün hayalleriniz umutlarınızla birlik olsun. Gönlünüzden geçen dilekleriniz gerçek olsun. Yeni umutlar size eski üzüntülerinizi unuttursun. Sizler en değerli varlıklarsınız bu hayatta. Özelsiniz her biriniz kendi içinizde ve çevrenizde.
Not= Yaşamanın sınırı bizim elimizde değil, o yüzden yaşadığınız kadar mutlu olmanız ve mutlu etmeniz dileğiyle…:)
Özgür KELEBEK
|