25 cici insan mükemmel bir buluşma keyifli bir maç...
Eveett maça gelemeyen diğer arkadaşlarımıza birazcık bilgileri olsun diye o günü anlatmak istiyorum harikaydı diye de başlamak...
Öğlen gibi uyanıp kahvaltı bile yapmadan, apar topar hazırlanıp koştura koştura Moda’ya gittim. Açıkçası acayip heyecanlıydım. 25 cici insanla tanıştım. İzmit’ten bile gelenler vardı. Bu daha başlangıç toplanmaya ve sayıları çoğaltmaya devam diyorum ve bu gün ki gibi müthiş düşünceler, espriler, gülümsemelerle dolu nice nice buluşmalara.. Modanın eşsiz havasını beraberce soluduğumuz herkes aynı gülümsemelerle gitti ev cağızlarına. Güzel bir anı daima hatırlanası, umarım daha güzel anılar hatıralar biriktiririz..
Maç yapılacak alana vardık ve hemen orda biraz atıştırdık. Oyuncu olarak oynamayı çok isterdim ama sağlık problemlerimden dolayı buna cesaret edemedim lakin bir daha böyle bir maç programı olursa kesinlikle oynayacağım. “efendim korkun benden :)))” Veeee siren sesi ile yarı başlar. Sanırım ilk yarı 4-3 bitti. Nefes nefese bir mücadele sonrasında devam eden ikinci yarı inanılmaz çekişmeli geçti. Sonuç 8-7 biten bir skor, oynayan bütün arkadaşlar oyuncu değişikliği olmadan iki yarıyı da bitirdiler. Artık dinlenme zamanıydı ve hadi şimdi de çaya çıkalım olduk. Kim gelmek ister yok, hadi gidiyoruz vardı. Moda’nın aşağısın da denize nazır bir çay bahçesinde boncuk gibi dizildik. Şaşkın bakışlara inat masalar birleştirildi. Ne güzel bir telaştı, heyecandı yahu.. Sonrasında çaylarımızı, çay bardağın da kahvelerimizi ve sodalarımızı afiyetle höpürdeterek içtik bitirdik. Hadi kalkalım ama dağılmaca yok. Bu sefer de modanın o eşsiz çimlerine yayıla yayıla oturup lak lak yapmalıydık. Çekirdekler çitlemeliydik aman Allah’ım süperdi. Tabi ki birde voleybol oynadık. Evren bizden yanaydı oturduğumuz çimlerin hemen arkasında bulunan evin sahipleri bize yardımcı oldular. Voleybol toplarını bizimle paylaştılar. Herkes de bu pozitiflik ve iyi niyet olduğu müddetçe evrenin daima yanımızda olması şaşılası bir şey olmadı. Sanal dünyadan çıkıp, gerçek yüzleri görüp, göz teması kurup, sohbet etmek inanılmaz keyifliydi ve de samimi. Neden saklanmak zorundayız? Neden sıkıntılı yalanların arasında yaşayalım ki? Saklanmanın ya da kendini belli etmemenin bir mantığı var mı? Neden böyle? Keşke böyle olmasaydı ve her şeyleri değiştire bilseydik. Aslında keşke diye bir şey yok!! Çabalamak var, göğüs germek var. Sonuçta hissetmek diye bir şey var. Bu hisleri kamufle etme sanatıyla büyüyen bir toplum var. Sanırım kendi içimizde bütünleşmeleri öğrenemediğimiz müddetçe bunun gibi soruları daha çok sorarım “sorarız”.
Bu gün düzenlenen organizasyon da yer alan tüm arkadaşlar gibi cesaretle ben varım diyebilen, korkusuz yüreklere, organizasyonu düzenleyen Lezce editörlerine de teşekkür ederim. A, P, AP, BACH, TRANS ayrımları olmadan, fikirleri, düşünceleri için etrafımızdaki insanları kırmadan, inandığımız ve yaşadığımız hayata saygı duymalıyız. Sonuç olarak sevgili arkadaşlar; hepimizin bakış açısı hemen hemen aynı ki, olmasa dahi saygı gösterip dinlemekte keyifli. Bir dahaki organizasyonda daha da büyük bir koloniyle yürümek dileğiyle.. Özgüveninizi, gülümsemelerinizi, pozitif düşüncelerinizi yamacınıza alın, egolarınızı, kıskançlıklarınızı, dedikodu yapacak malzeme toplamayı, ayrımcılıklarınızı, ön yargılarınızı ve tabi ki maskelerinizi bir kenara bırakıp kendinizi kapın gelin. Destek olmayı öğrenmeli ve öğretmeliyiz. Varız ve var olmaya da devam edeceğiz diye bilmeliyiz. Tabi ki beş parmağın beşi bir değil tabi ki fireler olacak. Biz güzel, güçlü, akıllı bireyleri bütünleştirdikçe doğru seçimler ve kararlar alınacak ve aklı fikri baki insanlarla kolonimizi kocamanlaştıracağız. “Kolay değil ama hiç bir şey imkânsız da değil ``
Umutlar, hayaller, sevmeler, gülümsemeler mutluluklar, mutsuzluklar, hayal kırıklıkları ve umutsuzluklar her şey hepsi paylaştıkça büyür paylaştıkça azalır. Gökkuşağı olmak kolay mı? 7 renk aynı anda gökyüzünde nasıl durmayı başarabiliyorsa bizlerde tek yürek olmayı başarabiliriz...
Homofobiklere inat gökkuşağında ki her rengim...
|