Anneler gününü geçirdiğimiz bir Mayıs’ta ben yine yutkundum annemi aradığımda. Bazen öyle bir an geliyor ki kendimi bırakıp anneme acımaya başlıyorum. Yahut bazı sabahlar telefonun sesine uyanıyorum ; “ Günaydın yavrum , rüyamda seni gördüm. İyi misin ?” Diyemiyorum ; “Hayır anne iyi değilim . Sevdiğim kadınla tartıştım anne. Anlayamıyorum kadınları …” Uzun bir sessizlikten sonra iyiyim diyorum titrek cılız bir sesle. Israrı kesmez devam ediyor ;” Bak paylaşmak istersen dinlerim.” Ve ben sesimi yükseltiyorum ;” Hayır !” Hal hatır sorulup kapatılıyor telefonlar.
Uzun bir aradan sonra eve gidiyorum. Bazen öyle bir atmosferde boğuluyorum ki sanki oksijen değil benim soluduğum bu duyguyu kesinlikle anlatamam. Belki yüzyüze olsak anlarsınız gözlerimden ama yazamam buna eminim. Elinde değişik bir kumaş üstüne bir şeyler işliyor. Ben soruyorum ;” Anne bu ne ?” Gözleri parlayarak ; “ Klozet kapağı örtüsü , çeyizine !“ Gülümsüyorum onunla beraber. Ama değişik bir gülümseme bu ; hani bilirsiniz gülmek zorunda hissedersiniz ya öyle işte. Konu değişiyor gün boyunca ; “ Ee okul ne zamana bitiyor ? Aman kızım uzatma evini barkını kur , çoluğun çocuğunla yaş farkın fazla olmasın , bak senle ne güzel büyüdük akran gibi .”
“Hangi çeyiz? Hangi yuva? Hangi çocuk ? Ne diyorsun anne sen? “ Denmiyor işte …
Ve ben yine gülüyorum. Her eve gittiğimde sona yaklaşan hazırlıklar , olması imkansız gibi gözüken kocama hazırlıklar… Hangi hayat ? Neresinden tutmalıyım , neresinden başlamalıyım ?
Ben kimseden korkmuyorum. Sevgilimin elini kalabalık bir yerde tutmaktan , ben buyum diye bağırmaktan … .Evet bunlardan korkmuyorum . Ama bazı günler it gibi deyimi hoş olmasa da titriyorum annemin karşısında.
Bilmiyor ki geliniyle tanıştığını. Sevgilinizi arkadaşınız gibi evinize getirmek…
Ona salonunuzda bir “misafir “ yatağı hazırlamak… Gece herkes uyuduğunda onun yanına gitmek … Saati sabahın beşine kurup gizlice o tatlı uykudan onun koynundan çıkıp kendi odanıza gitmek…Değil ! O benim hayatımda bir misafir değil ! Bizler birbirimizin hayatlarında misafir değiliz!
Bazen ironik bulup bu durumla dalga geçiyorum . Aşkım klozet kapağımız bitmek üzere kenarları ne renk olsun falan J … O da gülüyor. Kendi kendimize gülüyoruz aslında . Topluma bunu kabullendirmek aileye kabullendirmekten çok daha kolay bence.Toplum nerede annem nerede diyorum bu satırı yazarken yüzümde bir gülümsemeyle. Benim annem bırak toplumu tek başına iktidar (hükümet gibi kadın derler ya ) Anlayabilir belki de… Yok yok anlamaz …
Eğer içinizde bu sorunu aşanınız varsa (ki eminim vardır ) imreniyorum.
Çoğu zaman dilimin ucuna geliyor , ama o deli cesaretim annemin gözlerinde en kuytu bir köşeye saklanıp bana kıs kıs gülüyor.
Şu sıralar bunu düşünüyorum. Söylesem nerden başlasam ; bilemiyorum. Bu içimdeki serzenişi paylaşmak istedim sadece bu … Ama söyleseydim şunu derdim herhalde ; “ Anne çeyizimi kaldır at !”
“Anne yıllarca benim için kurduğun hayalleri kaldır at!” Bu cümle böyle yankılandı kulağımda nedense…
Farkındayım iç karartıcı bir yazı oldu bu sefer ama gerçek acıtıyor kardeşim çok acıtıyor hemde …. Anneler günümüz, gününüz, günleri kutlu olsun …