Simurg Nakrut
simurg79@outlook.com
Yazarın diğer köşe yazıları ...

Bütüteç:    

DELİRMEYE AZ KALA 1

DELİRMEYE AZ KALA 1

Kalbin kırıldı çocukken, hiç olmadık duygularda, yanlız başına savaşmak zorunda bırakıldın. Kimsenin ilgisi ve odağı sende değilken, etrafa gülücükler saçıp evin içinde terör estiren ebeveyinlerle maskeli yüzlerle ilk tanışma evrendi belkide.
Hep ilginin odağıymışsın gibi ve aslında hiç yokmuşsun gibi seni hiç anlamaya çalışmadan kendi egolarıyla hüküm sürenler le devam ettirmek yaşamı 5 dakikalık zevklerinin arasında ya da evliliklerini kurtarmak adına yapılmış zigotlarız.. ‘’Başlangıç adımız bile çok ilginç dimi toplanııınn ZİGOTLARRR ))..’’
Önce evrimleşiyoruz rahim kanallarında usulca bağırış ve çağrışın sinyalleriyle zaten başlangıçta verilmiş bir huzursuzluk hatırlanmayan ama genetik olarak işlenen ve gün ışığına kavuşan bir insan yavrusunun Büyüdükçe kavramlarının arasında ki hayat hikayesini düşünmeye başladığı ilk an itibari ile yazmaya başlar tüm hikayesini..
Peki herkesin hayatı böyle mi? Yoksa sadece ben mi dercesine bir kurgu sunuyoruz kendimize. Önce bir çok gerçekle boğuşuyoruz. Sorgular üstüne sorular soruyoruz işte burada neden sonuç ilişkisini başlatma zamanı deyip ötelemelerle gerekli cevapları bulmaya çalışıyoruz !! Geşmişle şimdiyi kıyaslıyoruz belkide neydim ne olcağımı. Bulamayınca da yalnızlığın sesini gürültüye çevirmeye çalışan bir ruhun ayak seslerini yavaştan, yavaşa dört bir yanımızı sarmasına müsaade ediyoruz. Biraz daha acıyor hayallerimiz, umutlarımız ve iyi niyetlerimiz. Baksana hepsi usulca geliyor çaktırmıyorlar bile, acıtmayacaklarmış gibi ama alabildiğince acıtıyorlar. Aslında gerçekten acıtan kimsecikler yok sadece biz haddinden fazla insan sanıp, insanca yaklaşıyoruz gerçi kime göre neye göre bana göre mükemmelim sana göre berbat biriyim yada tam tersi gibi ne bileyim işte öyle saçma saçma söylemler beyin yakan kurgular ve sonrasında beyninin içindeki sorgularının sonunda bir çok maske ile karşılaşırsın pehh nede çok maske varmış her renkten her markadan, her fiyattan.. Sakin ol lütfen, sakin olmalısın az daha, biraz daha ve sürekli artarak geliyorlar ve sonrasın da karşılarında nefreti buluyorlar.. Şimdi de sıra bunu öğrenmekte çünkü kafayı yememek için bunu başarmak zorundayız. Biliyorum çok zor ama şimdi sıra kalkanlarımızı güçlendirmekte. Her an, her hatıra, her kazık, bir demirci edasında kılıcınızı ısıtıp, dövüp, soğutacaksınız, işleyeceksiniz yavaş, yavaş Her sene biraz daha.. eeeeee sonuçta işleyen demir pas tutmaz efendim hadi ustalaşın ;) kalkanlar büyüyecek ve bu geçişler arasındaki kayboluşlar, buluşlar, keşifler, bataklıklar bizi biz olmaktan çıkartan yaşanmışlıklar ve şu anki bizi oluşturan anılar, kimimizi alkolün dibinin de dibine gitmeye zorlarken beklide zorlamazken kendi kararlarımızla bir müptezel olma yolunu seçeniz . Belkide zarar veren birine dönüşmeliyim diyen yada hemen en acilinden kendime biraz zarar vermeliyim diyen ya da çevreme Kimimiz ürkek, korkak, hırçın, kimimiz ise intikam ateşi ile bir kişinin acısını bir çok insandan çıkartçak kadar manyak nebiliyim işte katmanlarla bezenmiş yanar dağlar gibiyiz.. Ruh ve beyin ne kadar akıllıca ve mantıklı ise o denli az sarsılacak bu durumdan bunu biliyorum...
Sıyrılıp çıkmak ise cidden hiçte kolay değil, hem de hiç.. Kaybolan bir sistemin içinde boğulan benliğin an be an yiten giden gülümsemeler yerine, karanlık odanda yorganın altında kalan kendi hayallerinin ışığıyla sessiz çığlıklar arasında dalıp gidilen rüyalar arasındaki en bilinmeyen sorunun cevabıdır ‘’ben nerdeyim? Cenette olmadığım kesin!’’ uykusuzluk cennet olamaz değilmi!! Ama peki rüyalar uyku aralarında görülen kısa metrajlı filimlerimiz değilde uyanıkken ürettiğimiz hayallerin devamı olabir miydi? Küçük bir benliğin küçücük hayallerindeki masumluğun en tatlısıdır hayaller ama bizlere hayallerden öte bir şey sundular. Egolar, itelemeler, aşağılamalar, eziklemeler, otur aşağı sen neyi yapabildin kiler , bak haticenin oğlu-kızı bilmem ne yaptı ya sen? Otur öyle kaç yaşına geldin bi evlenemedin! diye sürüp te giden eleştiriler, eleştiriler.. Çünkü olay hiçbir zaman biz bir birey ürettik olmadı taktıkları tek şey millet milletti biplesinler, millettte kim oluyor ulann? Kim üretmiş ki bu milleti? Mobese kamerası gibi her yerde şerefsizler! Böylelikle yıllar yılları kovalar ve bir bakarsın ki sende millet nedemişe dönüşmüşsün. Aferin işte! Sistem bu, köle olmak bu kabulleniş bu, saklanış bu!! bir girdaptan diğer bir girdabın alaşağı edilmiş hallerinde hayatı akıntıya bırakmayı öğrenirsin yada kabulenişlerinle bütünleşirsin. Ezik doğdum ezik ölücem edalarını ya devam ettirirsin ya da akıntıya karşı direnmeyi seçim senin ben direnenlerdenim sorgularımla, nedenlerimle ben sistemin kölesi değilim deyişlerimle. Asiyim arkadaş, hep bir mualifim, hep bi hmmm hm cıyım vesselam. Azcıkta piskoyum Bazen şaka gibi de olabiliyorum ee napıyım bende böyle bir tipim prensesimin hep dediği gibi maltınısım :D Cidden de öyleyim ne kadar gereksiz varsa işte süperwumen orda idi bir zamanlar şimdimi yeminle bu saatten sonra kıçımı kaldırırsam namerdim Herkesin bi yeri artık bendede var aslında olması gerekende bu çok çok önceden yapmam gereken bir şeyi hep erteledim ve öteledim artık herkes haddinde herkes yerinde ve ben artık mutlu çünkü gerekli insanlara gerekli zamanlar daha çok kalıyor..
Hadi artık işleri daha da kolaylaştır. Hemen anla algıla ve astalavista baybi de geri çekil kimse sen, kimse ben, kimse aynı mantık ve bakış açısında olamıyor. Oldurmadan kendi doğrularınla karşı tarafın doğrularını onlarla baş başa bırak ve düşüncelerini özgür bırak biliyorum ki sen hep en iyi ezilendin ve asla karşına çıkan insanlara bunu yaşatmayı seçmedin, ‘’ACININ GERÇEK ANLAMINI BİLEN ACITMAK İÇİN ÇABALAMAZ ‘’seçmede! İyi olmaktan vazgeçme ama kimseye de seni ezmeleri için o kadar iyi niyetli davranma. Çünkü ilk yapılan yanlış kaza, ikincisinde hata, üçüncüsü ise tercih dir..



Devamı pek bi yakında )))) Gökkuşağının rengarenk yürekleri sizleri sevoorumm şirin tatlış güpgüzel ruhlar ışığınız kocaman olsun korkmayın bizi hasta sananların dediği gibi biz kaybolmuşlar herzaman var olduğunu sananlardan daha güçlüyüz onlara bunu hatırlatın..



Tarih: 10.02.2017 01:00:00

Okunma: 1473
Paylaş Face
Paylaş facebook
Blog
Paylaş Blogger
Frien
Paylaş Friendfeed
Mysp
Paylaş Myspace
Twit
Paylaş twitter


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısının tüm hakları lezce.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, alıntılanan sayfaya aktif link verilerek kullanılabilir.



Not: Bu sayfalarda yer alan Köşe yazıları ve okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan lezce.com sorumlu tutulamaz.

  Bu yazıya ait yorumlar

  Yorumlayan: yakutcann
Ellerine sağlık..

  Yorumlayan: bigbaby
Merhaba,bu güzel yazıyı paylaştığınız icin teşekkür ederim.Kaleminize sağlık...Biraz hüzün ve biraz komediyle çok güzel ifade etmişsiniz.


[Yorum eklemek için tıklayın]