DELİRMEYE AZ KALA 2
Çocukken ağlamak da gülmek de bir eylem,eşşek kadar olunca da devrim niteliğinde. Bunu artık anlamış olmalıyız değil mi? Psikologlara göre ‘’Çocukluğumuza inelim`` tabirinin altında yatan çözümler ise hep orada saklı... Bende yazarken hep rahimden başlıyorum,sanırım bir takıntım var çünkü her şey minnakken kod-lan-dı diye düşünüyorum, ki bence oldukça haklıyım.
Çoğalın ey zigotlar çoğalın…(!)
5 yaşında ilk 9 yaşında ikinci 14 yaşımda ise üçüncü tranvamı yaşadım ve tranva sürecinde kendimle yüzleştiğim, kendimden nefret etiğim, kendimi tanımaya başladığım ilk evrem. 15 gün kapadım kendimi tüm dünyaya ve belkide ‘’ilk sonumu’’ yaşadım. Bir ayna, bir ben ve odanın içindeki tüm eşyalarla yapayalnız, sonrasında Evrimleştim, güçlendim, savaştım, inandım kendime,verdiğim her sözü tuttum. (Acı çeksemde asla peeesss etmedim, yanlış yapsam da doğruyu bulmaya yöneldim sizde etmeyin! Sizde direnin ) Dayatılan ilaçları reddettim,çünkü o tatlı kız hep var hep de olacakdı,kendimi biliyorum müsaade edemezdim beni yok etmelerine. Ama yine de koskoca ama ama ama larla dolu beynimi sağlı sollu üstüme gelen sözcükleri, insanların maskelerinin arkasında gördüğüm gerçek yüzlerini ve asla kabullenmeyişlerimin bedelini ağır ödedim belki de hala ödemeye devam ediyorum. Bilmiyoruumm!!! Ama yine de her bir noktamda acıyan beni,acıyan o küçük kızı iyleştirmeliydim,belkide ağlamalarımın eğlenceli bir tarafını bulmalıydım o küçük kızı gülümsette bilmeliydim ve SİMURG olmalıydım.Kendi ruhuma ilaç olacak bir şey olmalıydı. Anladım ki insan kendi dedikodusunu yaptıkça gerçek daha çabuk geliyor,kimse değil sadece sen,sen dersen bulursun kendinde ki çıkmazları. Ben bul-duuumm aman tanrım reset düğmemi bul-duuum!! Şimdilerde daha da güzel ağlıyoruumm ve deliiii gibii dans ediyoorumm.İlk zamanlar kasap havası oynar gibiydim şimdi ise ritimi önce ruhum da daha sonra beynimde ve sonrasın da ise bedenimde ki hareket benimle birliktre her bir hücremde ahenkle dönüyor. Anladım ki dans edişlerimin ardında bulduğum huzurumdu gözyaşlarım. ‘’ Sen de kendi huzurunu bulmalısın.’’ bırak,kendini gör ve sadece kendine sarıl. Sonuçta zaman akıp gidiyor,huysuz anılara gebe tirilyonlarca zigotlar cennetindeyiz, kendi ritminzi bulmalısınız.Benliğinin içindeki hiyeraryşiye dur de! Hıçkırıklar ve hüzünler ile yüzleşe bilmeli insan. Geçmiş zaman da kalan ACIYI DEFNET! AFFET !! Bitti,iyleş artık. Unutmayın dünyanın kanunu doğduğumuz an sunulur ve çığlık atmadan önce kıçlarımıza kocaman bir şaplak patlatılır,veeeeee işte ‘’merhaba dünya!’’diyen yeni bir bebek avazı çıktığı kadar bağırır.Acının o an ki hissi yaşama tutunmak adına ciğerlerdeki suyu bıraktığın an başlayan ve hocanın o eşsiz pamuğu tıktığı ana kadar da devam eden bir geçiştir aslıdanda öğretiler. Tabii ki bu dünyanın ve yaradanın kuralı çok bariz belli,S&S kuralı bunu bilmiyen yoktur her halde .Ama bilmeyenlere hemen öğretilmeli.(S&S ya bu hayatı seve seve yaşarsın yada ben sana sİ……. Si……. yaşatırımdan başka hiçbir şey değil.) Her benlik bir ağacın kökleri gibi tohumu ekilir ve evre başlar. Benim evrem, kendimi bulduğum an başladı. Acılarım, gülümsemelerim, hatıralarım, kazıklar tarlamda ki ahenk ve soğnuç,merhaba ben olduğum ve oldurttuğum ve hala olmaya çalıştığım.Olduğu kadar değil de olamadığı kader moduna asla geçemeyenim. Hamd etmeyi de şükretmeyi de öğrendim.Acı da hamd ettim,mutğluluk da şükür ettim.Doğru dileyin ve doğru teşekkür edin.Görceksiniz değişim başlıycak. Siz yeter ki azmedin yeterki pozitif olun…
Çünkü siz oldurttuğunuz kadarsınız,seçtiğiniz yollar kadarsınız. Kader dediğiniz şey bir çok dallı bir sürü yolu olan ve kendi seçimlerinize bağlı değişime uğrayan bir hayat ağcından ibaret biliyorum. Ve aynı çizgide kalmak da oldukça zor. Başkalarıyla uğraşmayıp kendini geliştirmek zor, egosantrtik olmaktan vaz geçmek çok çok daha zor.
Umarım Rabbim dirilme gücünü fark ettirecek bir beyinle yada ruhla neler yapabileceğinizi en yakın zamanda görmenizi ve görmemi zi nasip eder.
Evreni,Tanrıyı, yaradanı gerçek anlamda bilen ruhlarla karşılaşmamız dileğiyle… Lakin Bu girdabın sonunun ne olcağını inanın bilmiyorum. Gidip gören ve o nirivanaya ulaşan biri var mı onu da bilmiyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum ki her şey her geçen gün kendimi kendim için çözümlediğim her dakika daha da güzelleşiyor. Sizde güzelleştirin..
Ben yazımda yazıp geçiyorum,siz de yazıyı okuyupta geçiyosunuz. Ha siz de beni çok iyi durumda sanmayın,ben de kendi sorgularımla kafayı yemiş durmdayım. Ama yine de hala umudum ve dileklerim var.Bırakın hayıflanmayı,anlayamıycak kişilere anlatmaya çalışmayı.Hayatın tüm çıplaklığı sadece Rab da saklı,kimseye kendinizi kanıtlamak zorunda değilsiniz.Tek bir güç bilecek sizi.Diğerlerinin heepsi palvraa. Cici bakın kendinize tatlışlar.Hep iyi kalın emi! Hep merhametli kalın. Yeterk ki hep İNSAN kalın…
Ebenin tokadıyla geldik imamın pamuğuyla gideceğiz… Hoşçakalın demeden hep gülümseyin,her şey geçer canım kardeşlerim ve herşey biter…
İNSAN kalın bu cadı kaçar muncurdum.. xox
Hiç bir zaman geç kalmadınız,
kaç kere yoldan dönmüş de olsanız,
kaç kere döndürülmüş de olsanız,
dünyanın bütün günahını taşıyor da olsanız,
hayatınızdaki her şeyden kendinizi suçlu hissediyor da olsanız,
kendinizin “Yüreğiniz” tarafından kabul edileceğine inanmıyor olsanız da
siz yine de “kendinize-yüreğinize” yürüyünüz...
Hiç kimse size inanmasa da SiZ kendinize inanın.
Mevlana
|