Kübra(Antalya) = Merhaba Öncelikle yazılarınızın hiçbirini anlamıyorum. Anladığım kadarıyla da zaten anlamadığımı anlamış oluyorum. O kadar karmaşık ve detaya yönelik yani. Ben anlamasam da siz beni anlamışsınızdır zaten. Benim paylaşmak istediğim veya yoruma ihtiyacım olan bir derdim var. Bizim gibi kadınlar arasında bir sıkıntı. Ben kıskanç biriyim. Sevgilim eski sevgilisiyle görüşmek istiyor fakat ben tahammül edemiyorum. Ve bana ama ‘Biz dostuz aşkım’ dediğin de cinlerim tepe çıkıyor ve ‘sevişen kankalar’ teoreminden farksız geliyor bu kavram bana. Zaten koloni halinde yaşıyoruz. İnternet denilen dandik gereksinim olmasa aç kalacak kalbimiz neredeyse. Lezbiyen topluluğunu içeren bir ortama gittiğim de on kadından dokuzu birbiriyle çıkmış biri şüpheli. Bilemiyorum işte... Belki zorunluluktan dost kalınıyor, belki de kabul etmeliyim bilemiyorum. Bir cevap yazarsanız sevinirim. Lütfen anlaşılır dilden olsun Ogan İnsan.
Ogan İnsan :Toplu eleştiriye açık ve çözüm yollarının artışı için bir çok beyinden fikir okumaya musait biri misiniz? Daha anlaşılır mantıklar ve farklı bakış açılarıyla zenginleştirilmiş bir metin okumanız maksatlı.
Kübra(Antalya) : Ok bebiş. Bir şekilde yardım etsin de birileri nasıl olursa olsun…
Facecake(Ankara) :İki “ben” in buluşup birbirine akması, birbirlerini gerçek manada görmesi, anlaması, birlikte bambaşka bir kıvama gelmesi için sevgi, sabır ve emek gerekir…Salt karşıya yönelik bir vericilikten söz etmiyorum… Kişi kendini de tanıyıp, zaaflarını bulup çıkarmalı ve kendini de yoğurmalı… İki insanın buluşup kaynaşmasını, bir araya gelen iki yarım dairenin birleşip, kaynaşması: “tamamlanması “ olarak düşün… Bu iki yarım dairenin bir araya gelişi ile çoğalma hali: birden ikiye çıkma hali değildir…Böyle bir çoğalma yaşamak, iki yarımın da kendi içlerinde tam olmalarını gerektirir…Kişi , öncelikle kendini bilmeli , sevmeli ki , kendine yakın bulduğu “eşi” kavrayabilsin ve o olağanüstü kaynaşma mümkün olabilsin. Daha basit bir şekilde, sorulan soruya gelmeye çalışayım. İnsanlar tabiatları gereği yaşamları boyunca bir eş edinme gereksinimi duyarlar . Bu , şimdiki zamana göre değişik isimler alsa da: partner, sevgili , yoldaş gibi , esasında tek bir yola açılır : eş edinme… Her insanın bu anlamda bir geçmişi olur bu yönüyle.. Geride kaldıkları , arkasından baktıkları.. Bazen sevgili olduğumuz insanlarla “sevgililik” halinden vazgeçeriz, olağan bu da. Birbirlerini anlamış, değer vermiş ancak sevgililik halini götürememiş iki insanın dost olabilmesi çok da şaşılacak, yadırganacak bir durum değil bana kalırsa… Eski sevgiliden dost olunmaz mı? Hem de öyle sağlam bir dostluk olur ki! Burada, var olan yeni sevgilinin de bu durumu ama önce kendi halini netleştirmesi gerekir diye düşünüyorum. Aslında çok basit : “ bu insan beni seviyor ve ben de bu insanı seviyorum ki, bir aradayız… Kaygı duyacağım, “cinlerimi tepeme çıkaracak “ bir durum içinde değilim…” diyebilmeli gönül rahatlığı ile… Bu kaygılardan kurtulmanın, özgürleşmenin tek yolu d, eşlerin kendi derinliklerine daha fazla inerek, güven duygusu – kendine güven- hissetmeleri ile mümkünmüş gibi geliyor bana… Şu söylediklerimi de; “ ne yani , ben güvensiz miyim ? Sorun bende mi? “olarak algıladı iseniz ise de, evet sorun sizde ! derim… : ) Huzurlu , aşk dolu birliktelikler temennimle …
Dark(İzmir) :Vallahi sevgilisine bağlı bir de sevgilisinin eski sevgilisine. Değişir yani kişiden kişiye, madem istemiyorlar kızcağız görüşmesin.
Betty/artificial eyes(Ankara) :Ya açıkça söylemek gerekirse genel bir eleştiri yapmak istiyorum arkadaşa. Bu metin, sorduğu sorular ve serzeniş bence çok gereksiz. Yani buna cevap ne yazılır bilmiyorum çünkü birincisi yazdığın şeyleri anlayamaması çok normal geldi bana bu metini okuduktan sonra, sevgilisi eski sevgilisiyle görüşmek istiyormuş ne yapması gerekiyormuş bunun cevabını aslında kendisi veriyor zaten yani bildiğimiz üzere ne yazık ki bu toplum bir şeyleri saman altından yapmak zorunda toplum içinde. Bunu o da biliyor bence ki sanal sevgililikten, arkadaşlıktan falan bahsediyor ve işte bu toplum bazı şeyleri özgür bir şekilde yaşayamadığı için de gün geçtikçe yobaz bir hal alabiliyor. O onunla, bir bakıyorsun ertesi gün başkasıyla falan çünkü başka bir şey yapılamaz zaten yani ama karşılıklı bir güven eksikliği yaşadıklarını düşünüyorum bu çiftin. Yani kıskanmakla sınırlı değil bence önce kendi kafasında bir şeyleri oturtması gerekiyor daha sonra kız arkadaşının nasıl bir insan olduğunu da bilmek lazım belki tamamen saf bir şekilde görüşmek istiyor da olabilir olmaya da bilir bilemiyorum ben onun yerinde olsaydım buna izin verirdim. Görüşmelerine yani zaten böylece ona güvendiğimi hissettirirdim. Eğer o bu güveni sarsacak bir şey yaparsa da hayatımdan çıkarırdım.
black_magic (Ankara) :Derdine derman olur mu bilmem ama kıskançlık meselesi "koloni" olarak yaşayan bizler arasında biraz gereksiz bir mesele. Dediğin gibi bir ortama girildiğinde on kadından dokuzu birbiriyle çıkmış oluyor fakat hangileri gerçekten ciddi bir şey yaşamıştır orası şüpheli. Az sayıda insan tanıyıp kimdir nedir huyu suyu nasıldır diye bakmadan herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor, yani deneme yanılma yöntemini uyguluyor. Bu açıdan bakacak olursan mevcut sevgilinin eski sevgilisiyle görüşmesi ve ona dost demesi kıskanılacak bir şey gibi gelmiyor bana. Diyorsan ki ben deneme de olsa ciddi de olsa anlamam, yine de kıskanırım, söyleyecek sözüm kalmıyor.
bilesim06 (Ankara) :Kabullenilmesi zor bir durum olduğunu kabul ediyorum ve anladığım kadarıyla sen eski sevgilinle görüşmüyorsun ki buna bu kadar tepkilisin ama bu deneyimi yaşadığında anlayacaksın ki sevgilinle o zamanları bos huzursuzluklarla harcamışsın. Eğer sevgilin bu kararı vermişse bunu sen değiştirmeye çalışma gerçekten çok sıkı fıkı görüşülmesine ben de tarsıyım ama bir telefon uzağında iyi kötü günde varlığını bilmek konuşmakta bir sakınca göremiyorum. Ayrıca 10 kişiye hiç dahil olmamış kişiler de bu kişileri bulman dileğiyle.
ilgin(Ankara): Yazında ifade ettiğin konuların çoğunda haklılık payı görüyorum kendimce. Fakat belli bir yerde belli amaçlar da toplanmış azınlık insanların birbirleri ile karşılaşma ve iletişim kurma durumu çok normal. Çünkü azınlıkta imkanlar ve insan toplulukları kısıtlıdır. Dolayısıyla bulunduğumuz azınlık noktasında duygusal bağlarımızda o azınlık içerisinde gerçekleşecektir bu da çok normal...
(Aslında başlangıcı meçhullüğünü koruyan gecikmeli bir gönderi oluyor bu yazı. Yazarları okuyucularına ait ve onlardan ibaret. Paylaşım içermekle birlikte, heteroseksüel ilişkilerin de tenlerine cuk diye oturup kılıflandırmaktadır bazı göz dolduran cümleler. Sebep insan olmak sonuç insan sevmek ne de olsa, öyle değil mi? Düşünce açılımları ve yaşanmışlıklarından cömertçe sizlere pay veren aslında sizlerden olanların size jestidir bu katılabileceğiniz veyahut asla kabullenemeyeceğiniz ipucu pozisyonunda hali hazır tecrübeler… Sorunsuz sevişenlerin nadir rastlandığı bir kâinattı yalıyor ayaklarımız. Nadirinden sıklıkla rastlananına belki de tenhadan ulu ortaya bir paylaşım sobelemecesidir bu metin. Başlangıç maksatlı bu kez ben sustum,sizden sizedir gelip giden. Eleştiriye açık ve yol veren paylaşımlar için: ogan.insan@postamatik.com)