Karanlığa olan dürtümüz aklımızı kamaştırmıştır. Yürürken neden kaldırım taşlarını saymak yerine boynumuzun belini kırıp yıldızları hesaplayamayız ki? Bazen daha sağlam daha güvenilir hissettirir aşağıya bakınmak. İnsanın düşlerini aşama aşama aşağılaması kadar kısıtlı bir menzildedir tabanlarımızı izleri. Ayaklarımızın hiçbir zaman yerden kesilemeyeceğini anımsatır bize bu güven. Lakin tehlike aşağıdan da gelip boyumuzu aşar, beynimize varıp gülüşlerimizi aşındırır.
Güveler üşüşür her mevsim güvenimize. Meğer ufkumuza limit koyacak kadar, yıldızlara düşle dokunamayıp hayatın köhne lezzetine düşecek kadar ya da korkacak kadar cesurmuşuz...
Aydınlığı sevmiyorsak onu açık saçık belirten, ortada bırakan karanlığa da küsmemiz gerekir. Karanlığı seviyorsak aydınlıkla uzun uzun göz teması kurmalıyız ki; onun siyahının tadı daha bir zifiri değsin damağımıza. Tadı nasıl olursa olsun, madem ki açız geceyi de yeriz gündüzü de...
Rüyamızın açlığını kâbusumuz doyurur kimi zaman...
Ömrümüzü hazmederken zaman dünyanın kendi etrafında dönüp dolaşıp güneşe sürtmesiyle kör oluruz...
Yaşamak, körü körüne bir doyum gereksinimidir...
Tarih: 16.09.2010
Okunma: 2920
Paylaş
Face
Blog
Frien
Mysp
Twit
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısının tüm hakları lezce.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, alıntılanan sayfaya aktif link verilerek kullanılabilir.
Not: Bu sayfalarda yer alan Köşe yazıları ve okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan lezce.com sorumlu tutulamaz.
Bu yazıya ait yorumlar
Yorumlayan:spgymy
tebrikler çok iyiydi..
Yorumlayan:aboutblank
bunu ne zaman yazdıgını hatırlıyorum.:) taptaze günlerimiz..^.^
keyifli olmuş en gerçeğinden
Yorumlayan:TUBAM
tebrikler...umarım daha uzun yıllar bizimle paylaşmaya devam edersin.