Gece Demir
gecevedemir@gmail.com
Yazarın diğer köşe yazıları ...

Bütüteç:    

KİŞİSEL BİR İLETİ

Zamanla, “insankızı”  iletişim kurmayı asgari seviyelere çekiyor diye dem vuruyor ünlü makaleler; oysa bir anti-tez oluşturmak, benim durduğum noktadan bakıldığında hayli mantıklı görünmekte. Bana yakışanı yapıp, sorgulayıcı dilimden çıkan kelimeleri, henüz klavyede 8 ini kullanabildiğim parmaklara yolluyorum, yani yine eleştiriyorum.


Anti-tezim şudur ki; biz zamane sevgilileri ve dostları, haddinden fazla “iletişiyoruz”. Teknoloji denen nane de, bu iletişime dahil oluyor, ve hatta lezzetlendiriyor sohbetlerimizi. Beni, geçmişten gelen yaşlı bir teyze gibi algılamayacağınızı bilsem, cep telefonları ve sms çılgınlığıyla ilgili, iki çift laf ederdim. Ancak bu önyargıya mani olmak adına, “tek çift sualle” sizi düşündürmenin yerinde olduğunu düşünüp, kendimi tutmuyorum.


İşte o tek çift laf da şu; şu sıralar gözlemle sabit beni güldürürken düşündüren soru cümlesi: 
160 karakterle sınırlı, üstelik sevimsiz kısaltma ve ikonlarla çevrelenmiş, tonlamalardan yoksun,  bırakın edebiyi çoğu zaman medeni dahi olamayan bir üslupla tuşlara dökülmüş, günde 98897872847 kez atılıp tutularak, yazılı iletişimin romantizmini, içtenliğini, açıklığını sıradanlaştıran ve hatta bitiren, yanlış anlaşılmalara her daim açık; ten, nefes,mimik ve  ses gibi nefis soslardan arındırılmış, sürekli cevaplandırılması gerektiğini ufak menüsüyle bize hatırlatan, bu sms denen şey hayatımıza girdiğinden beri, ne kadar doğru ve yanlış anlamalardan bağımsız , yazılı iletişim kurabiliyoruz?


Kurduğum şu 2736327 satırlık soru cümlesini hangi sms ile, kesintisiz ve anlaşılır paylaşabilirim mesela? Haddimi bilemeyerek, soru sayısını çifte çıkardığım noktada, sizi bu soruyla baş başa bırakarak, pek sevgili lubunya ailemizin trajikomik veya sadece komik iletişim yöntemlerinden bahsetmeye çalışacağım ki, biraz gülümseyelim.


Mesela bizim, hedef ve kullanıcı kitle olarak gayet aktif yer aldığımız bir msn dünyası var. Açıktır ki, toplumun bizi kucaklamamasının  ve “ezici azınlık”  saymasının bir sonucu olarak mecburen sıkça başvurduğumuz bir iletişim kanalı. Ben bu uygulamaya, ya da internet kullanımına mok atacak falan değilim. Her ne kadar, şu sıralar 3g mağdurlarından biri olarak, bu kanaldan bir türlü bağlanamasam da (Oysa ki sayın gsm operatörü bilse ki ben ilk defa birine bağlanmayı bu derece istemekteyim…) vazgeçemediğim şeylerden internet ve msn uygulaması. Ancak, hergün aksatmadan msn  isim ya da nickini değiştiren kullanıcılara ben şahsen ulaşamıyor, dolayısıyla sanal flört/iş/organizasyon/tebrik olayına giremiyorum mesela. Bir gün ismi ‘happy girl” olan ertesi gün “sexy girl”, bir sonraki gün de “asi kız” olabiliyor. Bir de bütün bunlar beni yormuyormuş gibi, isminin önüne 6484 karakter boşluk, %&/()==??_-‘^^! Gibi noktalamalar, *~~ gibi kenar süsleri ve “yokum, yazma”, “gelince yaz” gibi kime nişan alındığı belirsiz bilumum emir cümleleri koyan arkadaşlarımız var ki, yüz yüze görüştüğümüzde  isminin “Su” olduğunu söylediği an, bu kadar kısa bir ismi olmasına ihtimal vermeyerek, safça suratına bakarak “eee devamı? Bu kadar mı?” diye sorasım geliyor. İçinizdeki boşluk çok olabilir, belki sinirlisiniz ve emir kipleri kullanmaktasınız ya da hangi ruh halinde olduğunuzu bilemiyor, bir ?, bir !, bir . oluveriyorsunuz; fakat artık çoğunluk bu dışavurum hallerini kullandığından, dikkat çekici ya da kendini tanımlayıcı olamıyorsunuz maalesef. Öte yandan, daha orijinal fikirleri takdire açığız.


Bir bununla bitse msn huzursuzluğum(evet hayli huzursuz bir vakayım)… Bir de şu paranoyak eklentiler var! Diyelim ki arkadaşınızın avatar fotoğrafını merak ettiniz ve bir konuşma penceresi açtınız. İşte o merakınız asla msn ile sizin aranızda kalmıyor. Gidiyor arkadaşınıza bilgi veriyor: “ ‘O’  var ya ‘O’, bugün saat 17:25:34 te senin konuşma pencereni açtı ve 17:25:39da kapadı, biliyor musun?”  Eşşeğin aklına karpuz kabuğu sokar gibi bilgilendirdiğinden, ‘Vay anasını…’O’ da beni takip ediyormuş meğerse. Acaba neden? Yoksa?” derken buluyor kendini, belki de yeni tanıştığınız o arkadaşınız.


Bu teknoloji, lubunyaların haddinden fazla yaratıcı dışavurumlarıyla birleşince, yorucu, mideye oturmasına mani olunamayan lezzetli fakat sağlıksız bir yemeğe dönüşüyor. Msni iletişim için değil de sohbet için kullanmak bir noktadan sonra mantık sınırımı zorluyor. Çünkü “sohbet” kavramı, daha keyifli, kahveli-çaylı, gülüşlü-cilveli, kahkahalı-göz kırpmalı olmalı. O şapşal, sarı ve toparlak suratlı cinsiyetsiz ikonlar duygu ve düşüncelerime baharat olamayacak kadar sarı işte…
Belki abartıyorum, belli ki çok sıkılmışım… Belki de bir yeniliğe açım. Varsayın ki, ben eski kafalı biriyim. Siz yine büyük karakterli bir “D” şeklinde gülücükler fırlatın çevrenize, nickinizi ya da isminizi çiçekle, böcekle süsleyiverin. Listenin en başında yer almak için bir kesme işareti de kondurduysanız, uçuşa hazırsınız demektir… Sohbete devam  :D  ve arada bana da bir iki laf atın da, bu derece tepkili oluşumu utandırarak, şımartın beni. (İşte teknolojiyle aramdaki inişli çıkışlı, aşka yakın ilişkinin sonucu bu.)


İrtibatta ve esen kalın…


 



Tarih: 17.09.2010

Okunma: 4211
Paylaş Face
Paylaş facebook
Blog
Paylaş Blogger
Frien
Paylaş Friendfeed
Mysp
Paylaş Myspace
Twit
Paylaş twitter


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısının tüm hakları lezce.com'a aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, alıntılanan sayfaya aktif link verilerek kullanılabilir.



Not: Bu sayfalarda yer alan Köşe yazıları ve okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan lezce.com sorumlu tutulamaz.

  Bu yazıya ait yorumlar

  Yorumlayan: kaRam
hayır kart postallar acınca ortsından ayıcık yada cicekcik cıkan uzantıları üstüne renkli simler hoş cicek kokuları içine kücük bir not.kücücük ne dilersen.

  Yorumlayan: No_RegreTs
güzel bir noktaya değinmişsin. Rahatsız olurken aynı şeyleri yaptığımı bilmek biraz da sinir krizine soktu beni ama.. Kabullenmek gerek. :)) başarılı..

  Yorumlayan: yakisiklibayan
evet güzel konu...sadece yazarak sohbet beni de çok yoruyor...söylemimdeki tonlama için extra cümlelerim oluyor...canım çıkıyor açıkcası :)....yazarak sohbeti çok sevmiyorum...bırakın yazarak konuşmayı göz teması bile olmadan konuşmak boğucu bazen....

  Yorumlayan: SheRLoCk_
no_regrets`e katılıyorum :) çok güsel bir konuya değinilmiş.başarıların devamını dilerim

  Yorumlayan: Ooo
benimki mübalağa...sinir olmayalım lütfen :)

  Yorumlayan: ReNaL
Güzel bir anlatım olmuş ama ben sevgilimden kilometrelerce uzağım teknoloji olmasa yine onu ne görebilrim nede konuşabilrim..Tabikide yoruor insanı pc başında bişiler anlatmaya çalışmak ama mecburum=))

  Yorumlayan: chebi
yawrum ne yaptın sen böyle :DD al sana ağzı kulaklarında küçük dile kadar inen bir kahkaha...kutlar ve öperim :=)

  Yorumlayan: Boleyn
Adresini verir misin, mektuplaşmak istiyorum seninle demek geldi içimden.

Belki de sözle bile iletişim kurmak konusunda bu kadar noksan bir millete getirdiği dezavantajlarına bakarak, tek avantajı cinsiyetsizliğe vurgu yapan ama yine de kanlı canlı gibi duran ikonlarıyla msnden kurtulmak artık bir hayal..

Ama hayal kurmayı seven birisi olarak bu hayali kuruyorum, 1-1 ay sonrasında da cep telefonunu sabit ev telefonu gibi kullanmaya başlayarak; aslında insanların senin evde olup olmadığını bilmeden çat kapı geldiği bir eve, süprizli bir varoluşa (öyle ya orada varsam varoluşum süprizdir), bana mektup yazarak buluşma isteyen ve beni buluşmaya gelip gelmeyeceğim konusunda kafası netleşmeden -her şeyi garanti altına almadan yaşayabilecek kadar güçlü- arkadaşlarımın buluşma yerlerinde beklemesine dönmek, zamanı geriye sarmak istiyorum..


  Yorumlayan: Ooo
Teknolojiyi sevmeliyiz yine de... Belki bu kadar cok degil =) mektup almayali cok oluyor. belki de hic olmadi. hatirlamak dahi zor:)

  Yorumlayan: Pj_Harvey
tüm aşklar mesengerde başlar kamerada onaylanır ilk buluşmada öpücükle tastik olunur maksimum 6 ay sonra küllenir sonra gel zaman git zaman bir mesenger konuşmasında yada sms msjında bitiverir işte bizim eşcinsel küçük dünyamız:):):) sayın hemcinslerim posta kutusu kiralayıp mektuplaşmayı öneriyorum:):)

  Yorumlayan: D_R_N
*Cinsiyetsiz* ikonlar !

  Yorumlayan: annakarenina
Tebrikler,konunun güzel olmasının yanısıra çok da başarılı bir anlatım olmuş edebî açıdan.Gönülden kutlarım kaleminizi...

  Yorumlayan: situaj
merak ettigim de, sanal iletişime ironik bi şekilde ve bu şekilde yaklaşan bi kısım arkadaşlara, ``gel beraber, canlı canlı bir kahve sohbeti yapalım, bırakalım buradan, nbr, nslsn geyiklerini..`` dedğimizde de henüz hazır olmadıkalrını ve malum iletişim yollarıyla iletişim kurararak birbirlerini bi şekilde tanıyıp hazır olduktan sonra görüşebileceklerini hangi halet-i ruhiyeyle söyledikleri...o zamanda diyorum ki, demek teorik her zaman pratige uymuyor.

  Yorumlayan: Ooo
belki de yazılı iletişimi eleştirmek, reel sosyalleşmeyi onaylamak anlamına gelmiyordur. şahıs, zaman, anlayış, mesafe faktörleri var sonuçta...
belki de çay, kahve sevmiyordur:)


[Yorum eklemek için tıklayın]