Bu yazım biraz içimizdeki çirkefler ve çirkeflikler hakkında olacak. Yıl 1999(uzay yolu gibi oldu) ama napalım yıl 1999’du. O zamanlar icq diye bir chat programı vardı, internet halk arasında kullanılmaya birkaç senedir başlanmıştı. Eşcinsellik için bir dönüm noktası olmuştu. Bir ben bir de zeki müren olayının dışına çıkmak acaip heyecanlıydı. Düşünsene yatacak onca insan. Başkaları da aynı böyle düşünüyordu, ne güzeldi. 1999 Mayıs, F: Evlilerle ilgili yazınızı okudum bilitis’te çok yargılayıcı, katılmıyorum. Bilgi vermek istedim. N: Evlisin galiba bilitis’e de üyesin. Amaç ne? F: Televizyon izlerken podyumda Deniz A ‘yı gördüm ve müthiş derecede onla olma isteği duydum içimde. Aklımdan bu fikri atamıyorum. Eşimle birlikte olamıyorum. O günden beri sürekli eşcinsellikle ilgili sitelere bakıyorum. Ve bir kadınla yatmak istiyorum. Belki sadece seksüel bir şeydir. N:hımmmmmm… Konuşmalar, konuşmalar… 1999 Haziran, İzmir (o zamanlar çeşitli şehirlerde tanışma toplantıları düzenleniyor. Evlerde, mekanlarda Türkiye’nin her yerinden insanlar geliyor bu toplantılara. Hatta lamda, kaos vs.. bu toplantılarla ortaya çıkmıştır) F: Alo İzmir demisin N:Evet, geldim. F: Diyorum ki; yarın ki toplantıdan önce mi tanışşak. N: Olur. Tanışılır. Beğeniler teyitleşilir. F: Yalnız bişe diycem, ben çok duyuyorum, lezbiyenler psikopat oluyormuş. Takıntı yapıp rahatsızlık veriyorlarmış. O nedenle yattıktan sonra numaralarımızı sileceğiz ve birbirimizi bir daha aramayacağız. N: Demek öyle oluyormuşlar?) ok, sileriz 1 yıl sonra, F: Nerdesin sen?Neden telefonuma cevap vermiyorsun, bakalım sen!! N:Toplantıdaydım. Aslında hala meşgulüm ama bu kadar arayınca bıraktım, bir şey mi oldu? F: Yalan söyleme bana !!! Konuşmaaalarrrrrr, konuşmalar N:Canım bak bu ilişki cidden çok yorucu hal aldı, sevgililik istemiyoruz dedik onu dedik bunu dedik. Hayır evlisin ben kıskançlık yapmıyorum, senin şu yaptıklarına bak. Çalışamaz hale geldim. Bitirelim, F: wayyy wayy wayy ne sanıyorsun lannn sen kendini geri zekalı, sen kimsin ki beni bırakacakmışsın yıkarım başına o iş yerini, çalışamıyormuş!! N: Ne biçim konuşuyorsun sen, konuşacak durumda değilim, başım kalabalık sonra konuşuruz. Defalarca aramalar aramalar….aramalar açılmayınca… Mesajlar: Allahın pis arabı, fellahhh, pis alevi kuyruğunda vardır senin, pis lezbiyen nolcak! İş yerinin santrali: XX tekstil F:Siz o N..... denilen şerefsizin ne bok olduğunu biliyor musunuz? Lezbiyen o vs… Evimin telefonu: Annem: efendim F: Sen kızının ne mal olduğunu biliyor musun……………. Sonra neler oldu neler neler ayrı bir yazı konusu
Yıl 2011 Cihangir, E: Nehir, A nasıl biri N: iyi kendi halinde biri, neden? E:hiçççç N: ona mı asılıyorsun. E: yokk beaa sen de hımm belki. Mesajlaştık bir iki. N: İyi de bu mesajlardan anladığım kadarıyla, senle pek ilgili değil gibi. E: Belki yavaş yavaş tanımak istiyordur. N:Hımmm, peki ama üstüne düşme bence çok. 2 gün sonra Cihangir, N: bak kız sana açıkça senle ilgilenmiyorum demiş hatta ağzının bu kadar bozuk olduğunu da bilmiyordum demiş. Sen ne yazdın ki yine. E: Yok be amannnn, zaten o kadar hoşlanmadım. Ne sanıyor ki bu kendini zaten, havalara bak. Bir daha adım atmam o kafeye (ilgilenilen kişi, camiamızda bilinen daha çok bayanların gittiği bir kafe de çalışıyor.) Öldürseler gitmem bir daha o kafeye. Gitsem üstüne alınır şimdi, gitmemm.. Geçen hafta bu arkadaşımız o kafeye gider, kafede çalışan kişi onunla müşteri olmasının dışında başka bir şekilde ilgilenmez. Dikkat çekmek için dolu şarap kadehini masadan itip kırar, etrafa sürekli rahatsızlık verdiği için işletmeci tarafından dışarı çıkarılır. Ama arkadaşımız aklından “kim oluyor lan bu ben lütfetmişim ilgilenmişim onla, garson parçası” diye geçirmiş olmalı ki” az sonra polislerle mekana geri dönmüştür. Aynı arkadaşımız yine aynı tarzda bir club e de, daha önce bu hareketi yapmış ve ben bunu sorduğumda da; ben polis çağırmadım, cüzdanım kayboldu diyince polis geldi diye bana yalan Söylemiştir. Sonra öğreniyoruz ki kavga çıkardığı için mekandan dışarı alınmış ve bu durum hazmedilemeyip asılsız şikayetle mekana polis getirilmiştir. Bir mekana polis memuru tabi ki gelebilir, kontroller yapabilir. Ama sırf bir mekana alınmıyoruz diye veya çalışanı, işletmecisi bize yüz vermiyor diye “durun ben size yapacağımı bilirim” mantığıyla, hepimizin gittiği bu yerleri yerli yersiz polise şikayet etmek, kimlik kontrolleriyle müziği durdurmak, onca insanın gecesini mahvetmek, işletmeye ticari zarar vermeye çalışmak, çirkefliğin basitliğin ve zavallılığın pek alasıdır. Gelelim benim mekanıma, yıllarca her şey dendi “varoş” , “kadınlar hamamı”, “morkedi mi ıyy hayatta gitmem ” “sahibi lezbiyen filan değil eşcinseller üzerinden para kazanmak için lezbiyenim diyor” vs.. vs.. Aşağıda benim genel ortamı bozduğu için kafeye almadığım bir gay in blogunda kafe ilgili yazdığı yazıdan bir parça var, hiç değiştirmiyorum “cafe sahibi elinde demlik, masaları dolaşıp ``çayı biteeeğn`` diye sormaktadır. kapı sürekli açılır, saçı gerek ütülü gerek topuz yapılmıs (bkz: gay başı) gerek jölenin tecavüzüne uğramış muhtelif eşcinseller ellerinde yalancı dolmalar, iç pilavlar, kuru köfteler ile ceylan gibi sekerek içeri dalar. arka odalara yüründükçe yerdeki minderlere makas biçiminde duran ayaklarını yan yatırıp oturan eşcinsellerin bir ellerinde tabak öteki ellerinde ajda bardaklar dedikodu yaptıkları görülür. odadaki tek koltukta yaşlı bir transseksüelin elinde örgüsüyle ayak ucunda oturan eşcinsoşlara gençlik günlerinde ne kalın penisler yediğini, erkeklerin onun poposuna hasta olduğunu ve hatta o kadar sıcakmış içine mum koyduğunu, 1 dakika sonra dışarı çıkardığında sadece ipin geldiğini kahkaha ve sigara sebepli balgamlı öksürükler eşliğinde hararetle anlattğına şahit olunur. ….” Bir ara da facebook ta “kafe morkedi’den nefret edenler” grubu vardı. İşin ilginci bu gruba üye olan kişilerden hiç biri heteroseksüel değildi. Hepsi gaydi bir iki de lezbiyen. Kırkiki tane üyeleri oldu. Ağrıma giden şey bize bizden fazla kimse zarar vermiyor.
Ben anlamıyorum empati kurmak güç bir iş midir? Acaba ben doğru hareket ediyor muyum diye düşünmek, kendimizi eleştirmek, vazgeçilmez olmadığımızı bilmek ya da objektif olmak çok zor mudur sahiden. Herkesin bir sevgilisi olsun, aşk insanı yumuşatır.
|