Yer : İzmir
Zaman : 90 ‘lı yılların başı, üniversitenin ilk adımları
Gençlik başımda duman ilk aşkım ilk heyecan durumları.
Ama ortada ne aşk ne de Cevriye, mis gibi aynalı bir karakol var.
Vakit biraz geç, hava kararmış. Dövüş biliyoruz diye Calamity Jane havasında gezdiğimiz caddelerden biri. Çığlık çığlığa bir kadın sesi. Noluyor diye bakınırken görüyorum onu. Üzerinde çam yarması bir herif, kadına değil de hıncını alamadığı bir hasmına vuruyor sanki. Etrafında bir sürü insan müsveddesi Bruce Lee filmi seyreder gibi seyrediyor kadının dayak yemesini. Dayımın başına gelen bir kavga ayırma faciasından sonra kalp spazmı geçiren annemin sesi çınlıyor kulaklarımda bir an “Aman evladım sen sen ol kavga görürsen ayırmaya kalkma, kabak senin başına patlar sonra!” Ah be anne, gel de dur şimdi! Kadına doğru ilerlerken gördüğüm son hamle adamın kafa darbesiydi. Evet evet yanlış okumadınız kafa darbesi! Araya girip adamı durdurmak istememle “Sana noluyor lan?” cümlesiyle kenara fırlatılmam bir oldu! Anlaşıldı güzellikle olmayacak bu iş diyerek ayağa kalktıktan sonra, bir gözlerimden ateş çıktığını hatırlıyorum, bir de kadını adamın elinden kurtarmayan müsveddelerin bu sefer “Ayırsanıza lan karı adamı dövüyor!” diye bağırmalarını. Derken tesadüfen oradan geçen polis arabası ve hep birlikte aynalı karakol durumları.
Sonuç: Kadının yediği dayak yanına kar kalıyor.
Zaman : Milenyumlu yıllar
Yeni gündem, kadına şiddete hayır kampanyalarının kadınların altın günlerinde konuşuluyor olması! İzmir gibi medeniyetin merkezi bir şehirde böylesi bir rezilliğin yaşanması çok da şaşırtmadı beni açıkçası. Zira karakol her şehirde aynı karakol. Acı olan; olaydan ziyade bu güzide şehrin, kızlarının güzelliğine sahip çıktıkları kadar kendilerine sahip çıkmamalarıdır. Sükseye gelince kızlarımız güzeldir demesini bilenler, öve öve bitiremeyenler, kızları dayak yiyince nerdeler? Lafa gelince şiddet konusunda mangalda kül bırakmayanlar, olay pratiğe dönüşünce nereye gittiler? Şiddetin ve işkencenin ne cinsiyeti vardır ne de ırkı. Ama söz konusu kadınlar ve çocuklar ise daha duyarlı yaklaşmak kaçınılmaz oluyor. Beklerdim ki; İzmirli kadınların adam gibi toplanarak meydanları doldurup sadece İzmir ‘i değil, tüm Türkiye ‘yi ayağa kaldırmalarını. Şiddetin şehri olmaz, beklerdim ki bir Taksim bir Kızılay meydanında aynı anda toplanmalarını. İşe yarar yada yaramaz orası tartışılır, ama en azından bir tepki göstermiş olunurdu, öyle yada böyle.. Hani birlik? Hani kadın dayanışması? Hani kadına şiddete hayır diyen sivil toplum örgütleri? Karakolun önüne gelen bir avuç hukukçuyla, siyasi partili küçük bir grup dışındaki kadınlar? Hani lafa gelince psikopat damgasını yapıştıran çığırtkanlar? Nerdeler? Çokoprens almaya mı gittiler? Kimse hikaye anlatmasın, kuzu geldik, koyun gidiyoruz. Olay basına 6 ay sonra yansıdı, üzeri soğudu, eh kadının yaraları da iyileştiğine göre, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın dedik hep birlikte, Hale, Jale, bütün mahalle!
Bir kadın öldüresiye dayak yiyor ve medyada haber oluyor sonra kimsenin sesi çıkmıyor. Olayın meydana geldiği mahalin siyasi konum itibariyle stratejik önemi ve küçük hesapların tutup tutmayacağı ayrı bir tartışma konusu ve yeri burası değil. Ama çok dağılmaya gerek yok. Yanı başımızda komşuların birinden sesler geliyor, kapıya kulak yapıştırıyoruz, kimin sesi? Nazmiye ‘nin! Hııı kocası dövüyordur yine! Yine! Ne kadar sakin bir tekrar, ne kadar doğal bir “Yine!” “E gidip bir bakayım” der adam, karısı yani dayak yiyen kadının hemcinsi karşı çıkar ; “Aman boşver, adam bir de sana sarmasın şimdi!” Zihniyet bu iken, kimi kimden koruyoruz ki? Polise haber verelim madem. Polis ne yapacak? Karı koca kavgası deyip geri gönderecek! (ki doğruluk payı oldukça yüksek) Hem biri haber vermiştir sen merak etme! Evet biri haber veriyor ama polise değil, basına, 3.sayfa manşeti olarak :
-Kocasından dayak yiyen kadın kaçıp sığındığı karakoldan evine geri döndüğünde kaçmasına kızan kocası tarafından “Beni el aleme rezil ettin!” diyerek bıçaklandı!
Sözün bittiği yer oluyor devamı. Dayak cennetten çıkma ise gerçekten, kovulmadan önce Havva anamızda kim bilir ne dayaklar yedi Adem ‘inden!
HAMİŞ : Türkiye ‘de kadın hakkı diye bir şey yoktur. Zira hakkı erkek adıdır!
Şiddetin her türlüsünden uzak, ışık ve sevgi içinde,
Sağlık ve huzur dolu bir yıl geçirmeniz dileğiyle…
Bilge ADAM
|